Gönderi

Hayatlarını sürdürmeye imkân verecek sağlıkları, kendilerinin ve ailelerinin geçimini sağlayacak bir işleri ve paraları, olumlu ilişkiler kurabilecek bir çevreleri, eşleri, çocukları, evleri, yuvaları vardı. Yine de mutlu olmadılar, olamadılar. Zaman zaman güldüler, eğlendiler, kısa anlarda kendilerini mutlu hissettiler belki; ama bütünüyle ele alındığı zaman birçoğunun hayatı bir hırgür, bir dırdır, sürekli bir didinme, bocalama, çekişme ve hayal kırıklığı karışımı olarak sürüp gitti. Kısaca, ziyan olup gitti. Geriye baktığım zaman hayıflanarak sallanan eller, "Ah! Ah! Ah!" dercesine sallanan başlar, ağızların kenarlarında aşağı doğru kıvrılmış çizgiler, bükülen dudaklar, ağlayan gözler görüyorum. İç çekmeler, söylenmeler, sızlanmalar, homurdanmalar duyuyorum. A. M. Dranas’ın deyişi ile: "Cümle yitikler, mağluplar, mahzunlar" geliyor aklıma. Hepsinin yüzünde okuduğum şey şuydu: "Başaramadım; olmadı; istediğim hayatı yaşayamadım; hayatım yok yere geçip gitti."
··
208 görüntüleme
Melike