Derleme-sözlü tarih yazan biri olarak kendi yakın akrabalarım olan Avşar, Farsak, Hınıs ve benzeri öz be öz Türkmen oymaklarından dinlediklerimle, Ermeni Sarkis Çerkezyan’ın anlattıkları bire bir aynı ve bir birini tamamlar niteliktedir.
Bu da bize gösteriyor ki, bir ülkede, hukuk, adalet yok edilir, ülke tek adamların insafına kalırsa, etnik ve dini ayrımcılık, hırsızlık, yolsuzluk, yağma, talan, zorbalık da başlıyor. Ve sonuç herkes için felaket oluyor…
Zira Çerkezyan’ın bilmediği veya yanıldığı bir nokta var ki, o da şu: Çerkezyan sanıyor ki, o zulümler, öldürmeler, yağma, talan, haksızlık, hukuksuzluklar yalnızca Ermenilere ve Gayri Müslimlere yapıldı.
Oysa benim derleme yaptığım ve Osmanlı’ya, Cumhuriyete körü körüne, şartsız itaat eden Türkler’de bu topraklarda bin yıldır aynı zulümlere, ölümlere maruz kalmışlardır.
Hatta kötü, zorba yönetimleriyle Osmanlı’nın tabutuna son çiviyi çakan II. Abdulhamid, İttihatçılar ile sürgüne gönderilen bütün Hanedan mensuplarının da Çerkezyan’la aynı akıbete uğradıkları, kendi hatıraları ve tarih önünde de sabittir.
Kötü yönetimden kaynaklanan ve iç burkan, koca İmparatorluğun yıkılmasına sebep olan bu kıyımların, zulümlerin bir daha yaşanmaması için, Çerkezyan’ın tarihe birinci ağızdan ışık tutan bu değerli hatıralarının okullarda ders olarak okutulması taraftarıyım.
Zira biz bu acı ve kanlı tarihimizi yeteri kadar bilip, değerlendirebilseydik, şu içinde bulunduğumuz dipsiz ve korkunç çukurun içinde yuvarlanıyor olmaz, bölünmenin, iç savaşın eşiğinde, yoksulluğun, yolsuzluğun, cehaletin altında ezilen, çağın yüzyıllarca gerisinde debelenip duran bir toplum olmazdık.
Haçin'de (Saimbeyli) onlarca Ermeni öldürmüş köyümden bir eşkıyanın Tehcir'den sonra Sis'e (Kozan) inip yatacak yer ve yiyecek bulamaması üzerine: "Neredesiniz ey Ermeni dostlarım, siz burada olsaydınız, Göğoğlan böyle aç ve açık, ortada kalır mıydı?" demesi ve Çerkezyan'ın da bununla örtüşen bir Ermeni Türk ilişkisinden söz etmesi beni derinden etkiledi.
Ne yazık ki, kötü yönetim, Osmanlı ve Türk halkının eli, kolu olan, eğitimli, aydın ve en kadim dostlarıyla arasının açılmasına sebep olmuştu.