"İnsanlar ölümsüz olsalardı, Doğa için yeni bi-
reyler yaratmak imkansız olmaz mıydı? Eğer Doğa
varlıklara ölümsüzlük bahşetmediyse, yok olmaları
Doğa'nın kanunlarından biridir. Doğa için yok etmek vazgeçilemeyecek kadar gerekliyse ve ölümün ona
sağladığı bu fayda olmadan yaratamıyorsa, bu noktada ölümle ilintili bulduğumuz yok etme düşüncesinin gerçek olmadığını anlarız; gerçek bir yok oluş yoktur; canlıların sonu olarak nitelendirdiğimiz şey gerçek bir son değildir artık, basit bir dönüşüm, maddenin mutasyonu, bütün modern filozofların Doğa'nın birincil
yasalarından olduğunu bildikleri bir durumdur. Bu yadsınamayacak ilkelere göre, ölüm, bir biçim değişikliğinden ötekine, bir varlıktan diğerine geçmekten
ve Pisagor'un "ruh göçü" olarak adlandırdığı şeyden
ötesi değildir."