Naci
Hergün ki günlerden bir gündü, hava sıcaktı, güneş tepeden bakıyor, kızgın yağda yakar gibi yakıyordu insanın tenini... hava sıcaklığı ellileri görmüştü bile...
Naci adında ki bir delikanlı iyinderece de ingilizce ve Almanca biliyordu... arada sırada camiye gider, namazını kılar, camii çıkışında iki sokak arkada bulunan tatlicıdan bir porsiyon baklava yer, evine dönerdi... - namaz çıkışında tatlı yemesinin sebebi, namaz kıldım ödülüm diye düşünürdü - -
Bir gün turistin birisine denk gelir ve de bir kaç bilgi almak istedi.. - o an içinden öyle davranmak geçmişti - -
"Hello" dedi (Merhaba)
Turist Hollandalı olmanın yanı sıra ingilizceyi ana dili gibi konusuyordu..
"Hi?" (Selam)
"My name is Naci." diyerek elini uzattı Naci...
Sıcaklık karşısında Hollandalı Tom'a karşılık vermek kalmıştı...
Naci
"Want to learn something?" (Bir şey oğrenmek istiyorum?)
Hollandalı:
"of course." (Elbette) yanıtını verince, bizim Naciye de gün doğdu.
Naci :
"Islam is wondering if you are visiting our mosques so why do you disagree with the religion of Islam? Our religion is very beautiful," he said
("islamı merak ediyorsunuz camiilerimizi geziyorsunuz peki neden islam dinine katılmıyorsunuz? dinimiz çok güzeldir" dedi)
Hollandalı Tomy:
(Do you pray five times?)
"siz beş vakit namaz kılıyor musunuz ?" Diye sordu...
Naci susup özür dileyip arkasıni döndü ve gitti, gözleri buğlanmıştı...
- - -
*İnsan evvela kendisinden sorumludur. *
Kadim TATAROĞLU
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.