Sıkılarak gülümserken onun yanında kendimi öylesine kaybettiğim bir andı, olanlar oldu...
gözlerimdeki yakan sıcaklığı fark ettim
gözlerimde masum bir bebek gibi çoşkuyla doğan kızgınlığı tüketmek zorundaydım
gözlerimde doğanı fark etti...
“düşündüğü gibi yaşayabilen kim var”
Efendim?
Laf aramızda
Etim ne budum ne dedim ?
arıma ne dokuncak b..yanlış ne yaptın ki?
ara sıra onun beni duyması için çığlığı koyverdiğim oluyor geceleri de...
ne haddime
En iyisi topla arkadaş
ortada doğru bir yanlış da
olsa yanlış bir doğru da olsa
hatta buram buram gerçek de koksa cılız bedenindeki güçlü kalbini
-tabi mümkünse-
Ruhunun arta kalan gırgırlık kısmını da
grostonluk hasretini de al
kalk ! gık etmeden...
bu senin olmayan diyarlardan göç
sapkınlığın lüzumu yok yıldızlardan bahsedene kalbimden yakalayana
Çapak olduğun da yeter,
Öğrendik ya işte çaresizliği
çok naiftin be kalp bir müddet gök gürültülü anlam yağışı..
ömür de yok bizim gibilere haa sakın unutma! Yağmurdan gari ... tüylerimi diken diken eden bir rutubet,bin soğuk binyüz çeviriş