Gönderi

Adem ile Havva'nın cennetten kovulmasıyla başlayan yozlaşma, onların çocukları ve sonraki nesillerle beraber daha da derinleştirildi. Bugünkü ''yozlaşma'' inancımızın kökeninde kısmen bu, kısmen de farklı bir kanı vardır. Buna göre, insanlar, ilkel komünal dönemde iyiydiler. Ahlaklı, vicdanlı, anlayışlı, duyarlı, paylaşımcı ve eşitlikçiydiler. Fakat özel mülkiyetin ve sınıflı toplumun (veya devletin) ortaya çıkışıyla birlikte bu iyi değerler yerini kötü değerlere bıraktı. İnsanlar günden güne daha çok yozlaştılar, ''doğalarından'' uzaklaştılar. ''İnsanlık nereye koşuyor'', ''insanlık ölmüş'' gibisinden sözlerin altında yatan örtülü inancın bu olduğu anlaşılıyor. Bu gibi sözlerle,aslında insanlığın özündeki iyiliğin, saflığın ve masumiyetin öldüğü anlatılmaktadır: Oysa esasen, eskiden de insanlar kötü ve iğrenç şeyler yaparlardı, aradaki farklardan en önemlisi, eskiden, bugünkü gibi gelişen bir ahlaki bilince sahip olmayışımızdır. Elbette ki bugün, gelişkin ahlaki bilince rağmen bunca kötü ve iğrenç şey yapılıyorsa, bu, insanların daha olumsuz bir yapıya evrildiğini gösterir.
·
14 görüntüleme
Seher