Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun.
Kendisi, 10 Kasım 1938 sabahı saat 09.05’te çok sevdiği vatanının bayrağının dibinde hayata gözlerini yuman kahraman bir vatan sevdalısıydı. Daha küçük yaşta yaşadığı türlü zorluklara rağmen eğitime önem vermiş, kitaplara ilgi duymuş ve bir insanın kendisini ancak ve ancak okuyarak geliştireceğini benimsemişti. Hayatı zorlu geçen ve kolay olmayan gençlik yıllarında annesinden gizli askerî okul sınavlarına katılarak dünya tarihinin akışına yön verecek ilk altın adımı atmıştır. Ömrü hepimizin de bildiği gibi belki de tamamını sayamayacağımız birçok savaş ve cephede geçmiş, bu savaşlar esnasında ağır hastalıklar ile pençeleşmiş ve ölümlerden dönmüştür. Bu zorlu şartlar altında bile cephede okumayı elden bırakmamış olan Atatürk, düşüncelerinde yer alan kişisel bilgilenme, bir ulusun kalkınması, bireysel özgürlükler, hukukun üstünlüğü ve gerçek adaletin tesisi uğruna vermiş olduğu büyük mücadelesinden asla vazgeçmemiştir. Mustafa Kemal Büyük Taarruz öncesi Akşehir'de bir Rum evinde kalıyordu. Yaverlerine Büyük Taarruzdan birkaç gün önce Çalıkuşu kitabını okuduğunu şöyle anlatmıştır: "Biliyor musunuz, gece Reşat Nuri Bey'in Çalıkuşu romanını okumaya başladım. Çok beğendim. İhmal edilmiş Anadolu'yu ve genç bir hanım öğretmenin yaşadığı zorlukları ne güzel anlatmış. Bitirince İsmet'e vereceğim. Sonra da sizler okuyun." (Ben şahsen bu romanın kendisinin eğitim ve öğretmenler ile ilgi düşüncelerini daha çok etkilediği kanısındayım.) Bu zorlu süreç içerisinde, ileri görüşlü ve istekli, güçlü bir kahramanın ilahi bir güç tarafından biz Türklerin en ihtiyaç duyduğu bir zamanda tayin edilmiş olmasının bir tesadüf olmadığını kesinlikle anlamamız gerekir. O' ki, “Arkadaşlar! Gidip, Toros Dağları'na bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez.” Düşüncesiyle bir millete, tarihte küllerinden yeniden doğma mücadelesini yaşatan başkahramandı. Atatürk, tüm enerjisi ile sonuna kadar inandığı halkının içinde olan ilahi gücü ve kudreti uyandırdı, bu uyanışı bilince dönüştürdü ve yeni şekillenmekte olan dünyaya ait fikirleri, anlayışı hayatımıza yerleştirdi. 20. yüzyılda hızla değişim gösteren hayat standartlarının gerekliliklerine uyum sağlayabilmek, önderlik yapabilmek vasfı ancak ve ancak inançlı, azimli ve güçlü karakteristik yapısı olan insanların başarabileceği bir şeydir. Anadolu Türklerinin hayatlarında sıkça karşı karşıya kaldıkları bu adaletsiz, köhne düzen halkın üzerinde son derece olumsuz tesir etmişti ve tabiri caizse neredeyse onarılması imkânsız etkiler bırakmıştı. Anadolu’nun artık bu adaletsizliğe dur diyecek ve ilgisizlik illetine karşı topyekûn savaşacak, kendisini buna adamış ve gözü her daim ileride olan bir insana, bir öğretmene, bir lidere ve dahası korkusuz bir cengâvere ihtiyacı vardı. Yüce Türk Milleti olarak varlığımızın temel esasını teşkil eden ülkümüzün, geleneklerin, vatanına, milletine sadık ve bağımsız bir millet olabilme fikrinin şuuraltımızda yer edinmesi elzemdi. İşte bu sebepten dolayı bizlerin onun bu güçlü iradesine, engel tanımayan mücadelesine, vazgeçmediği büyük hayat enerjisine ve devimselciliğine, 11 Kasım 1928’te kabul edilen Başöğretmenliğine ihtiyacımız vardı. “Bugün hepimize düşen ortak görev; ulusal değerlere, bilince, Cumhuriyet'e sahip çıkmak, Çanakkale'yi, Kurtuluş Savaşı'nı kazanan ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmaktır. Türk Ulusu dili, kültürü, tarihi ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara el ele güçlü biçimde yürüyecektir.” Ey, büyük Önder ATATÜRK! Bu güzel vatanın bekası, Türk Milletinin geçmişten gelen, gelecekte olan şerefi, istikbali, tam bağımsızlığı adına verdiğin mücadele, birlik ve beraberlik için Türk Milleti adına aziz hatıran önünde saygıyla eğiliyorum. Evet, ne yazık ki bu dünyada biz insanların ömrü kısa ve fanidir. Bizler senin ülkemiz adına yaptıklarını yüzyıllarca hatırlayacak ve ömrümüz vefa ettikçe yaşatmaya devam edeceğiz. “Öğretmenler! Cumhuriyet sizden düşünceleri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.” - “Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız.” Ruhun yattığı yerde dinlensin Başöğretmen, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK! ☆☆☆ A. Y. ☆☆☆
··1 alıntı·
227 görüntüleme
Ş. Korkmaz okurunun profil resmi
Eline, diline sağlık kardeşim.
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
konuya ilgin, yorumun ve okuma zahmetin için ben teşekkür ederim. Saygılar. :))
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.