Babaannem derdi ki:
"Yoksa yanımda biri
alıp elime kahvemi, açarım perdeleri…
Şöyle bir döner ağaçlara,
balkondaki kedilere,
dallardaki kuşlara,
yaprakları çisil çisil okşayan damlalara
baktığım yerde görmeyi umduğum her ne varsa, onlara…
Bir yudum bana…
Bir yudum yanımda olmayanlara…
Sonra fısıldarım:
"Ferah kahveniz olsun emi…"
Kim demiş “Tatsız, tuzsuzdur yalnızın kahvesi”…?
Bazen sadece kendinsindir kızım
telvenin bahanesi…”