Gönderi

160 syf.
8/10 puan verdi
Yeraltından Notlar
Aslında Dostoyevski’nin kendisiyle en çok yüzleştiği kitaptır bu yüzden bir nevi onun günlüğüdür de. İç döküşleri, serzenişleri, iş hayatı, okul hayatı, insanlara bakışı, kendini başkalarından görüşü yer alır kitapta hatta diş ağrısından bile bölümler bulabilirsiniz. Sonra bir de Liza var, Lİza’yla tanıştırır sizi. Yani bir insana ait kırk yıllık yaşamda duyulan tüm hisler mevcuttur kitabımızda. Eğer birini tanımadan onun iç dünyasını görmekse niyetiniz ve daha önce hiç Dostoyevski okumadıysanız önceliğiniz bu kitap olabilir. Tüm eserlerini okuyup en sonunda onun imzasıyla bitireyim diyorsanız yine son kitabınız yeraltından notlar olacaktır. Karar sizin sevgili okuyucu. Bir insanın günlüğünden mış-miş li cümleler kurmak değil niyetim istedim ki altını çizdiğim yerleri paylaşayım sizlerle. Bu kadar yoğun yaşanmış bir hayatta kendi kalemini Dostoyevski’ye bırakmak gerek. İşte yeraltından bazı notlar: Hiddetten ağzım köpürmüşken biraz yüzüme gülüp, önüme bir bardak şekerli çay sürerek gönlümü alırsanız, belki hemen o anda yelkenleri suya indirirdim. Üstelik duygulanırdım da; ama ihtimal, sonradan kendi kendime kızar, utancımdan aylarca uykularımdan olurdum. Huyum böyleydi işte. Kötü biri olmamak bir yana, herhangi bir şey olmayı da beceremedim. Baylar, yemin ederim ki, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalık. Okumaktan başka yapılacak işim, gidecek tek yerim yoktu, çünkü çevremde saygıya layık, beni kendine çekebilecek bir meşguliyet bulamıyordum. Çünkü tek istediğim kelime oyunları yapmak, kafamı biraz çalıştırmak, biraz kendimi eğlendirmekti… aslında istediğim nedir bilir misin? Hepinizin yerin dibini boylamanız, işte o kadar! Huzur, sükûnet istiyorum ben. Beni rahatsız etmesinler diye bütün dünyayı bir kapiğe satarım. Beni kıyamet kopmasıyla çaysız kalmam arasında seçim yapmak zorunda bıraksalar, dünya yıkılsa umurumda olmayacağını, ama çayımdan vazgeçmeyeceğimi haykırırdım. Bunu biliyor muydun? İşte ben böyle namussuz, alçak, bencil, tembelin biriyim. İlkin sevmek elimden gelmezdi, çünkü bence sevmek, manevi üstünlük kurmak, zorbalık etmek anlamına gelir. Ömrüm boyunca başka türlü düşünmedim; hatta şimdi bile bazen sevginin sevdiğimizin bize gönül rızasıyla bağışladığı, kendine zorbalık etme hakkından ibaret olduğunu düşünüyorum. Yeraltı hayallerimde bile aşkı nefretle başlayan ve manevi zaferimle biten bir mücadeleden başka şekilde kuramıyordum, ama dize getirdiğim varlığı ne yapacağımı hiç bilemedim. Yani bu, edebi bir eserden ziyade günahlarımın kefaretini ödemek oldu. Bir köşeye çekilip ahlak bozukluğumla bütün bir ömrü nasıl heba ettiğimi, kötücül, boş gururum yüzünden yaşayan alemle her türlü bağı keserek nasıl yeraltına çekildiğimi uzun bir öykü gibi anlatmanın hiçbir ilginç yanı yok elbette; hem romanda bir kahraman olmalıdır, halbuki benimkinde bir kahramanın tersi olana ne kadar özellik varsa kasten bir anti kahramanda toplanmış. Bütün bu yazdıklarımın tatsız bir etki yaratacağına da eminim, zira hepimiz yaşamla bağını az ya da çok kaybetmiş, kör topal idare eden insanlarız. Ben, kendi hayatımda, sizin cesaret edemeyip yarıda bıraktığınız şeyleri sonuna kadar götürdüm, o kadar; üstelik siz tabansızlığınıza sağduyu diyor, böylece kendinizi aldatarak avunuyorsunuz. Buna gör ben sizden daha “canlı”yım.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 2020130.1k okunma
·
8 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.