Gönderi

192 syf.
8/10 puan verdi
Es-Selam Değerli Dostlar… Yazarımız Abdurrahman Arslan.Yeni keşfettim. Maalesef pek ön olanda olan biri değil ama kanaatime göre en büyük eksikliğimiz olan eleştirel düşünceyle ve bakışla günümüzü en güzel yorumlayan yazarlardan diyebilirim. Moderniteyi ve İslam Düşüncesini salt fikirleri ile güzel bir şekilde izah etmeye çalışmış akıcı bir dil ile… Kendisini çağın yıkıcı bir o kadar yorucu unsurlarından soyutlamaya çalışıp dingin bir hayat sürmeye çalışan idealimdeki yazar portresini çizdi diyebilirim:) Kitabına gelince; Üçte birine gelmiş iken ki özümseyerek okumaya çalıştığım kitabın şu ana kadar okuduklarımı kısaca özetle ihtiyacı hissettim nedense:) Yazarımıza göre Düşünce nedir sorusunun cevabı; tezekkür, tefekkür ve bir de teamül.. Bu kavramaların anlamlarını yazmayacağım lütfen hazıra konmayalım derim araştıralım:) Demek oluyor ki düşünce bir kavram ile değil bir çok kavram ile açıklanabilir. Ve batı kültürüne baktığımızda da düşüncenin bizim kadar geniş tanımları yok, örneğin tezekkür kavramını da diğer 3 kavrama ekleyebiliriz. Ayrıca düşünce bir faaliyettir yani aklın faaliyeti… Peki bu düşüncenin kaynağı ne? Düşünceyi önce hikmet kavramı ile ele aldıktan sonra akli faaliyetle bilgiye ulaşıyor. Neticede taraflı tarafsız bilgi ortaya çıkıyor. Bu bağlamda asıl sorumuz geliyor, peki İslam Düşüncesi nedir? Bir düşüncenin İslami olması için ki yazarımıza kesinlikle katılıyorum o kimsenin Müslüman olması gerekiyor. Yani İslami düşünce dediğimiz düşünce biçiminin bütün bu unsurları içerirken, aynı zamanda da imandan bağımsız bir faaliyet olmadığı meselesi ortaya çıkıyor. Yoksa bir oryantalist; İslamı belki bizlerden çok çok daha iyi bilebilir, islami usulü de kullanabilir, bir Müslüman toplumunun sorunalrını da çözüm üretebilir ama Müslüman olmadığından islami bir bilgi üretti diyemeyiz. Kanaatime göre ise islami bir bilginin düşüncenin özünde nübüvvete dayalı bir düşünce yok ise o islami düşünce değildir. Ve bu doğrultuda dünyayı,varlık dünyasını,eşyayı ,insanı,sorunlarını yorumlaması elzemdir derim. Diğer bir sorumuz ise; Bir Müslümanı nasıl düşünür ve düşünmeli? Hepimizin hayatında bir bulanıklık var , netlik giderek kayboluyor ve biz bunu nasıl aşacağız? Mesela ibadetlerimizi yerine getirsek de niçin insani ilişkilerimizde gelgitler yaşanıyor? Bunun en büyük sebeplerinden biri yakın zamana kadar Kur’an’dan ,sünnetten refarans alarak hayatımızı ikame etmeye çalışırken ; Bizler ne yapıyoruz bu noktada… Hayattan yola çıkarak Kur’an ve Sünnete soru soruyoruz. Bunun sonucunda zihni dönüşümlerin, ideallerin farklı bir istikamete yöneldiğini görüyoruz. Neticede doğruyla hakikat arasındaki bağı bir türlü kuramıyoruz… Fazla uzatmadan hamiş; Yaşadığımız hayatı sorguladığımızda Kur’ana sorar ve sünnette bunun karşılığını ararsak hakikatin elimden tutacağımıza inanıyorum. Ve İngiliz tarihçi adı şu an aklıma gelmedi öyle bir cümle kurmuş ki İbretlik… ‘’Özellikle Anadolu halkını öyle bir hale getirdik ki , ne Müslümanlıklarını yaşayabiliyorlar ne de Hristiyan olabiliyorlar…’’ Rabbim cümlemize feraset ihsan eylesin… Sağlıcakla kalın.
Kalbin Akletmesi
Kalbin AkletmesiAbdurrahman Arslan · Beyan Yayıncılık · 201756 okunma
··
139 görüntüleme
Eylül Türk okurunun profil resmi
"Neticede doğruyla hakikat arasındaki bağı bir türlü kuramıyoruz…" Evet bütün çıkmazlar, buradan nüksediyor. Salih Hocam, yine tıkalı gönül damarlarımızı, kendine yük olmaktan kurtardınız...Rabbim razı olsun şu bir nefes inşirah için...Ve güzel dualarınız için.
Mutâlî’ okurunun profil resmi
Eylül hanım sizden de razı olsun Rabbim her daim... Son zamanlarda keşfedilmemiş yazarlardan derim Abdurrahman Arslan'ı.. Almış olduğu konular günümüz reel dünyada islami düşünce anlamında modernite babında ortaya çıkan problemleri net bir şekilde safdille açıklamaya çalışmış... Tekrar güzel temennileriniz için teşekkür ediyorum var olun...
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.