Gönderi

Hayat masumiyetin hevesinde Günahkar bir rüya idi, Nefes kesici dağlar, Çöller ve kimsesizlik Nihayet alevlendirmişti Ateş ateş karşılıklı hasreti, Aşkın namütenahi seferberliğnde Ön cephe yine boş İbn adem! Kâinat muğlak ve Muazzam bir suskunluk İçinde Gönül kuşu yaralı kanatlarında Gezdiriyordu karanlık hatıralarını, İnsan oğlu Özünü kaybetti Tefekkür ve mazi Onu susturmuş Son şeytan darbesini düşündürüyordu  Olur ya bazen insan Kaybolmuşçasına susar ve Sessizliğin içinde kendisini arar durur, Ne aradığını nasıl gösterebilirdim ki? Ben Tek bir şey biliyordum; Geçiş köprüsü arayanların çoğu Heves nehirlerinde batmıştı. Ahsanuttakvim denilen Mahlukatın eşref-i Yolunu kaybetmiş Ahlak artık Umursanmaz mussevideler olmuştu; Rahipler, imamlar ve panditler gibi Artık özgürlüğün tadı Fahişenin dudağında Post-mordernistlerin şarap şişelerinde idi. Yaşam da bundan ibaretti. İki parça et, bir kemik İnsan adına yaşayanlar diyarı Yer. Açlıktan ölen  Komşusunu cenazesinde Tanıyanların diyarı Yer. Tek selfi ve Nevermind ! Oktay Sakarya. 27.11.2018
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.