Ortaya o kadar gülünç bir sahne çıktı ki , hayatlarında kendi ülkelerinden başka bir ülke görmemiş olan Ütopyalılar , en kılıksız uşaklara elçi diye selamlayıp saygı gösterirken, üzerleri altın ve değerli taşlarla kaplı olan Elçileri diğerlerinin uşakları sandılar ve Elçilere herhangi bir saygı selamı vermekten çekindiler. Bir de yeterince büyüdükleri için altından veya İnci’den oyuncaklarını terk etmiş olan çocukların halini görmeliydiniz. Annelerini çekiştirerek “Şu incileri , değerli taşları takan budalaya bak ,” diyorlardı , “herhalde kendileri hala çocuk sanıyorlar. “