Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

311 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Osmanlı engizisyonu Ali yıldırım Engizisyon (Latince: inquisitio, soruşturma, İngilizce inquisitional), Katolik Kilisesi’ne bağlı bir mahkeme sistemiydi. Adı ile sanı ile komple hıristiyan uygulaması olan bu sistem,din ve devlet adına,hatta çoğu uygulama da padişahın canını,malını koruması adına Osmanlıya da geçmiştir.araştırmacı yazar ali yıldırım Anadolu da inançsal zulmün tarihi Osmanlı engizisyonu isimli kitapta,Hurufilerin yakılması,Kızılbaş katliamları,şeyhhülislam ebu suud üzerinden kanuni dönemi kadı divanı ve engizisyona kadar vardırılan kararları,Bektaşi dergahlarının ve insanlarının imhasını,katledilen şairleri,düşüncelerinden dolayı yok edilen hafız ve müderisleri,Osmanlıda ceza sistemi,cellatların teşkilatını,işkenceleri,öldürme şekillerini,yabancıların gözünden Osmanlıyı okuyacağımız bu kitap italik yayınlarından 2013 de basılmıştır.kitap kaynak olarak Osmanlı resmi tarihçilerini,seyyah yazarları ve kitaplarını,alevi Bektaşi nefeslerini,yerli,yabancı yazarların Osmanlı hakkın da yazdıklarından yola çıkarak derlemiş.sayfa 36 da kitapla ilintilimi,değimli birden araya ulaş bardakçının kaçma planını,ulaşın Olcay özsever isimli şahısa güvenmeyip,onu ihbarcı olarak gördüğünü okuyoruz, birden devrimci kuşak birazcık bocalatsa da okuru,devrimci önderlerden ulaşı iki satır da olsa okumak,Osmanlıyı okurken ferah ferah içilen su etkisi yapıyor. Tarihteki her devlet gibi, Osmanlı da şiddeti belirli amaçlar için kullanmaktan çekinmezdi. Osmanlı kanından gelen şehzadeleri kanı kutsaldır diye boğarak öldüren ,tek damla kanı toprağa düşmesin diye titizlenen bu mahlukatlar bebek,çocuk,genç,yetişkin demeden padişah fermanı ile şeriattır denilerek öldürmekten geri durmamıştır.boğularak,kellesi alınarak ani ölümleri sebebi ile şanslıdır .kitaptan alıntı ile bir başka öldürme şeklini okuyunca sizler de ne demek istediğimi anlayacaksınız. Tahtadan inşa edilmiş bir kuleye makaralarla ipler yerleştirilir. Yatay tahta direğe, aynı kasapların et asmak için kullandığı çengellere benzeyen, ucu oldukça sivri ve yukarı kıvrık çengeller asılırdı. İnfaz edilecek mahkum genelde çırılçıplak soyulur, elleri bağlanır ve iple bu tahta kulenin en üst noktasına kadar çekilirdi. Sonra ipi çekenler aniden ipi bırakırlardı. Mahkum aşağı doğru düşerken bu çengele artık neresi denk gelirse, saplanırdı. Eğer şanslıysa, çengel hayati organlarına isabet eder ve ona hızlı bir ölüm bağışlardı. Fakat bu nadir görülen bir olaydı. Genelde çengele saplanan mahkumlar, hayati organlarına isabet etmeyen çengel yüzünden hemen ölmez, ve acı içinde uzun saatler içinde ölürlerdi. Mahkum ölene kadar çengelden indirilmezdi. Bu tarz infazlar gizli olarak değil, herkesin göreceği biçimde yapılır ve suça niyetlenenlere ibret teşkil etmesi hedeflenirdi. Bu tahta kuleler genelde İstanbul’da Parmakkapı’da ve Eminönü’nde kurulurdu. Çengel cezasına eşkiyalar ve özellikle de korsanlar çarptırılırdı.ve ne hikmetse Osmanlıya göre bütün Kızılbaşlar eşkıya,haraç vermeyen bütün gayri Müslim topluluklar ise korsan oluyor ve ya çengel,ya kuyu cezasını içinde acı çekerek ölüyorlardı. Kanuni, özellikle Kızılbaşlığa karşı uyguladığı baskı ve zulümde babası Yavuz un kesintisiz bir devamı olarak görülür ve 1553 tarihli şu buyruğun sahibi olarak gösterilir: Kızılbaş lekesi olanlar hapis ile iktifa edilmemeli, bu gibiler isabetli tedbirlerle elde edilerek habis vücutları ortadan kaldırılmalıdır. Yeni Osmanlıcılık oynayanlar ,ülkemizi ateşten ateşe atanların en büyük padişahlar olarak saydıkları insanlar aleni Sünni İslam felsefesi güden ve öldürülmeleri için emir vermekten çekinmeyen insanlardı.osmanlı tekrar diritilmeye çalışılıyor. Başarılı olurlarmı,olunmazmı bilinmez fakat,her dönemin yezidi olduğu gibi,karşılarına biat etmeyen Hüseyinler yine çıkacaktır.600 yıl bütün dinler kardeş kardeş yaşadı safsatasını boşa çıkaracak olan bu kitaba göre ,ki alıntı yaptıkları resmi tarih yazıcılarından oluşuyor haracını ,karını,oğlunu,kızını Osmanlıya düzgün verirsen sıkıntı yok,paran ve malın ile eşitleniyorsun…yoksa kuyular,işkenceler,zindanlar şeriat adına seni bekliyor. Din hukukuna ve siyasal erke karşı gelmek demek ölüm ve zindan ile cezalandırılmak demektir.osmanlıda hoşgörü yalandır.tarih yalan söylemez..yaşanılan acılar ,çekilen işkenceler kayıt altın da,siz kimleri kandırıyorsunuz…geçmişten ders alarak,analiz ederek yaşayan ve bilime inanan insanlarız sizler gibi bizleri sürekli birileri kandıramaz,kitaba dönecek olursak zulüm dolu tarihinizden hoşgörü çıkartamazsınız…oğlunu boğdurtuğunu diziden öğrenen kitlelerin,okumayan,incelemeyen insanların varlığı sizin en büyük şansınız..cehalet dostunuz..sorgulayan,soru soran ise din düşmanı öyle değimli?işte bu din düşmanı diye nitelendirilen,sistemlerine ters geldiği için çeşitli şekillerde öldürülen insanların acı dolu sonlarının öyküsünü yazan ali yıldırımın derlediği bu kitap okunasıdır. O dönem kesin ölüme götürecek suçları da yazalım Kızılbaş Hurifi olmak Namaz kılmamak Hutbe dinlememek Saz çalıp,semah dönüp cem yapmak Yunus emreden deyişler okumak,(bugün ilahileri dilden dile yayılan özellikle iktidarın kullandığı bu erenin Osmanlı tarafından yasaklı sayılması da ayrı bir ironi) Yezide lanet okumak(Mehmet metiner tv proğramın da biz yezidin safını tutanlarız demiştir) Ebu Bekir,ömer,Osman ı sevmemek İsanın muhammetten üstün olduğunu söylemek Ezan okunurken bin kez de çağırsan,bizden sana gelecek olan yoktur demek Kalabalık cennetten ise tenha cennet yeğdir demek Şarap içmek Ahrete inanmamak Gibi uzayıp giden bir sürü ırkçı, şoven,mezhepçi safsata yüzünden kayıtlara göre 350 bin insan katledilmiş…eğer Osmanlıcılık yeniden kurulursa bu sefer nüfüs orantılı sayı daha da artacaktır..batılılar engizisyonu demokrasi götürüyoruz diye bizim bademler ise istikrar adına yapıyor..olan yine alt tabakaya,muhalife,soru sorana,ezilene oluyor…yaşam hep ezen,ezilen savaşına tanıklık etti,kimileri din sosu le bunu örtbas ederek farklı gösterdi oysa ezilenler,ölenler hep aşağı tabaka diye nitelendirdikleri halktandı…aynı acıları yaşamamak adına laikliğe,cumhuriyete,sosyalist fikirlere daha çok sahip çıkılmalı,gericiliğe pirim verilmemelidir.dirençle ve dostlukla kalın…iyi okumalar…. Gürbüz Deniz
Osmanlı Engizisyonu - Zulmün Tarihi
Osmanlı Engizisyonu - Zulmün TarihiAli Yıldırım · Kalkedon Yayıncılık · 200839 okunma
·
105 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.