Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

282 syf.
10/10 puan verdi
Toz Zerresi
“Uzayın derinliğinden bu resmi çekmeyi başardık. Eğer bu resme dikkatlice bakarsanız, orada bir nokta göreceksiniz. O noktaya tekrar bakın. İşte o nokta burası; evimiz... O nokta biziz. Sevdiğiniz herkes, tüm tanıdıklarınız, adını duyduklarınız, gelmiş geçmiş tüm insanlar hayatlarını o noktanın üzerinde geçirdiler. Türümüzün tarihindeki tüm sevinçlerimiz ve acılarımız, kendinden emin bin çeşit inancımız, ideolojimiz ve ekonomik öğretimiz; her avcı ve her yağmacı, her kahraman ve her korkak, uygarlığımızın mimarları ve tahripçileri, her kral ve her köylü, birbirine aşık olan her genç çift, her anne ve her baba, umutları olan her çocuk, her mucit ve her kâşif, ahlak değerlerini öğreten her öğretmen, yozlaşmış her politikacı, her bir "yıldız", her bir "yüce önder", her aziz ve her günahkâr işte orada yaşadı; bir güneş ışınında asılı duran o toz zerreciğinde.” Carl Sagan – Soluk Mavi Nokta Yukarıdaki konuşmasını ilk kez youtube üzerinden dinlemiştim. Konuşmanın ilk paragrafı tüylerimi diken diken etmeye yetmişti ve konuşmanın devamında Carl Sagan aynı etkileyicilik ve samimiyetle devam ediyor. Uzun olduğu için hepsini buraya koymadım fakat merak edenler Google’da ‘Soluk Mavi Nokta’ diye aratırlarsa kolayca bulabilirler veya şu linke bakabilirler. bulutsu.org/smn.php Burada da kendi ağzından dinleyebileceğiniz video linki; youtu.be/hMj8SFBZ4Q8 Bu konuşmanın hikayesi ise daha da etkilemişti beni. Voyager 1, 14 Şubat 1990 (Sevgililer Günü evet ) tarihinde 6.4 milyar km uzaktan evimizin fotoğrafını çekip göndermişti. Fotoğrafta ise sadece soluk bir nokta vardı. Toz zerreciği kadar. İşte o nokta bizim evimiz. O nokta için Carl Sagan konuşmasının devamında şöyle diyor: “Dünya, dev bir evrensel arenada yer alan çok küçük bir sahnedir. Bütün o komutan ve imparatorların akıttıkları kan göllerini düşünün... Şan ve şöhret içerisinde, bu noktanın küçük bir parçasında kısa bir süre için efendi olabildiler. Bu noktanın bir köşesinde yaşayanların, başka bir köşesinde yaşayan ve kendilerinden zar zor ayırt edilebilen diğerleri üzerinde uyguladıkları zulmü düşünün... Anlaşmazlıkları ne kadar sık, birbirlerini öldürmeye ne kadar istekliler, nefretleri ne kadar yoğun!” Alan Lightman, Richard Dawkins, Richard Feynman, Lawrence M. Krauss, Ronald Wright, Erich Von Daniken ve son olarak Carl Sagan. Kendi arayışım içinde yanlış bir sırayla okuduğuma inanıyorum bu yazarları. Her şeyi unutup baştan başlamam gerekse Carl Sagan okuyarak başlardım. Yine de pişman değilim . Evrene, geçmişe, yaratılışa dair içimde çoğalan merak duygusu beni bu yazarlara yöneltmişti. Her okuduğum kitabın ardından biraz daha fazlasını öğrenmek istedim. Elbette her şeyi öğrendim diyecek kadar kendimi kaybetmedim. Hatta okudukça anladım ki, aslında gerçek anlamda hiçbir şey bilmiyorum. Sonra karşıma Voyager 1 uydusu çıktı. Dünyadan milyarlarca km uzakta bir başına yol alan minik dost. Üzerinde evimize ait ses kayıtları, evimizin evrendeki konumu vb. bilgilerin olduğu altın bir plak taşıyor. Bir umutla... Minik dostumuzun anlatıldığı bir video linki de bırakıyorum; youtu.be/R0KO3gHkBho Ve gelelim kitaba. Milyarlarca Ve Milyarlarca. Carl Sagan’ın okuduğum ilk kitabı. Son da olmayacak çünkü şu an Kozmos adlı kitabına başlıyorum. Kitaba başlarken neden ‘Milyarlarca ve Milyarlarca’ adının verildiğini anlatıyor Carl Sagan. Aslında kitapta birçok konu başlığı var. Bunlardan birkaçı şöyle; sera etkisi ve teknolojinin arasındaki bağ, din ve bilim, ahlak kavramı, başka gezegenlerde yaşam. Beni en çok şaşırtan veya etkileyen bölümse Carl Sagan’ın ABD’yi eleştirdiği ve bunu yaparken de hiç çekinmemesiydi. Bunlardan bazıları: #36676268 #36676303 #36676367 #36676329 Bu kadar öğretici ve samimi olmasında çevirmenin etkisi asla göz ardı edilemez elbette. TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları’ndan Füsun Baytok’un çevirisiyle epub olarak okudum. Genelde bilim, uzay gibi konularda yazılan kitaplarda ya da en azından benim okuduğum kitaplarda yer yer anlaşılmayan terimler okumayı zorlaştırıyor. Fakat bu kitapta tüm bunların aksine akıcılık birinci öncelikmiş gibiydi. Elbette Carl Sagan’a bilimi halka sevdiren insan yakıştırması boşuna değildi. Bunu okuyarak öğrenmiş oldum. Dili, anlatımı, samimiyeti ve bahsettiği başlıklar dahil bu kitap bence liseden itibaren okutulabilir, hatta okutulmalı. Toparlamak gerekirse Carl Sagan’ın bu kitabı bana ahlak, uzay, evren, zehirli gazlar, din ve bilim, evrenin sınırları gibi konularda yeni bilgiler kattı. Anlaşılmayan herhangi bir nokta yoktu. Belki benim bu kitaba kadar altyapımı diğer yazarlarla biraz da olsa geliştirmiş olmamdan kaynaklanabilir ama yine de dilinin sade olduğunu siz de okuyunca anlayacaksınız. Farklı düşünmek, evrene bakmak, geçmişe bakmak istiyorsanız gönül rahatlığıyla bu kitabı okuyabilirsiniz. Ne diyordu Carl Sagan: “İnanmak istemiyorum, bilmek istiyorum.” Kitapla, sevgiyle ve bilimle kalmanız dileğiyle. EDİT: Ben epub olarak okuduğum için linkini bırakıyorum. Olur ya epub okumak isteyen ya da kitaba ulaşamayan birileri olur. yadi.sk/i/_vuzAfg93LiLB5
Milyarlarca ve Milyarlarca
Milyarlarca ve MilyarlarcaCarl Sagan · Tübitak Yayınları · 2011509 okunma
·
96 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.