️ Devletin Malı, gerçek bir hikayeden esinlenerek yazılmış. 1930’lu yıllarda savaş yaralarını sarmaya ve gelişmeye çalışan ülkemiz için afyon ticareti büyük bir gelir kaynağıdır. Afyon ticareti ile tüm tarım ürünlerinden daha fazla gelir sağlandığı söylenmektedir. Bu gelir diğer ülkeleri rahatsız eder ve ambargo uygulanır. 1930’lu yıllarda Türkiye’den yola çıkan afyon yüklü Alesia gemisine New York limanında el konulur. Bundan sonrasını yazarın hayal gücüne bırakıyoruz.
️
Kitap birbiriyle bağlantılı iki paralel hikaye içeriyor. İlk hikayeyi akıbeti belli olmayan afyonu bulmak için New York’a gönderilen Kemal Demircizade’den okuyoruz. İkinci hikaye ise günümüzde geçiyor. Gazeteci olan Serap, doğmadan önce intihar ettiğini bildiği babasına ait olan evrakları okuyunca olayın intihar olmadığını ve büyük bir uyuşturucu çetesiyle bağlantılı olduğunu anlıyor. Sonrasında kendisini ucu 1930’lu yıllara dayanan oldukça kirli olaylar zincirinde buluyor.
️
Son zamanlarda klasikler ve araştırma türüne ağırlık verdiğim için uzun zamandır polisiye türünde kitap okumuyordum. Bu yüzden kitaba karşı soğuktum. Akıcı hikayesi ile kitabı kısa sürede okudum. Özellikle 1930’lu yıllarda geçen sohbetlerde yazarın tercih ettiği kelimeleri çok beğendim.
️
Olumsuz gördüğüm tek şey paralel giden hikayelerin sıralamasıydı. Günümüzde yaşayan Serap; olayları çözmeye çalışırken, okuyucu bu olayları 1930’lu yılları okuyarak önceden öğrenmiş oluyordu. Olayları Serap’la birlikte öğrenseydik kitabın daha heyecanlı olabileceğini düşünüyorum.
️
Sonuç olarak beğenerek okuduğum akıcı bir kitaptı. Özellikle polisiye severlerin bu kitaba şans vermelerini tavsiye ederim.