Gönderi

80 syf.
10/10 puan verdi
“Böceğin resmi yapılamaz! Dahası, uzaktan bile gösterilemez.”
Demiştir Franz Kafka, kitabının kapak resmi hakkında konuştuğu yayınevine. Kitabına, yayınevinin grafikeri tarafından bir kapak resmi hazırlanacağını öğrendiğinde korkmuş, kaygılanmış ve şunları yazmıştır: “Storke gerçekten bir kitap resimleyicisi olduğundan, doğrudan böceğin resmini yapmaya kalkışabilir gibi geldi bana, sakın yapmasın böyle bir şey lütfen! Niyetim, böylece onun yetki alanını kısıtlamak değil, öyküyü doğal olarak daha iyi bildiğim için, kendisinden yalnıza bir ricada bulunuyorum. Böceğin resmi yapılamaz, dahası uzaktan bile gösterilemez… Resimlemem için benim önerilerde bulunmama izin verilseydi eğer; anneyi, babayı ve kız kardeşi aydınlık odada, yandaki karanlık odada açılan kapıyı da açık dururken gösteren sahneleri seçerdim.” ------- Çünkü bu eser; onun, bütün bir yaşamını, yaşadıklarını, ailesi ve ilişkilerini, içinde yaşadığı toplumun ve dönemin koşullarının insan hayatına nasıl sirayet ettiğini evrensel dille işlediği bir eserdir. Böylesi derin ve önemli konuların sirayet ettiği bir hikâyenin, salt olarak bir böcek resmi ile aksettirilmesini istememekte haklı gerekçeleri vardır. Esasında Kafka’yı tam olarak anlayabilmek için onu bir bütün olarak okumalı, hayat hikâyesi hakkında bilgi sahibi olmalıyız. 1906’da hukuk doktorasını tamamladıktan sonra ilk eserlerini yayınlamıştır. Hukuk eğitimi almak; ona, içinde yaşadığı dünyanın görünmeyen kapılarını açmış, toplumun ve toplumsal değişmelerin birey, aile, insan ilişkileri üzerindeki şekillendirici etkisini ve baskısını çözümleyebilmesini sağlamıştır. Böylelikle gördüğü bu dünya, hayata karşı zaten kırılgan olan Kafka’yı daha çok incitmiş; dahası önce kendine sonra da ailesine ve içinde yaşadığı topluma yabancılaşmasına sebep olmuştur. Yabancılaşma dediğimiz bu kavram seneler boyu birçok sosyolog ve filozof tarafından ele alınmış ve tanımlanmıştır. Fakat burada Kafka ile olan bağımızı koparmamak için yalnızca Marks’ın tanımına yer verebiliriz. Marks’a göre yabancılaşma; gerçek ve somut bir şeydir. Kapitalist toplumda yaşamanın sonucu olarak “bir varoluş hali.” Buradan bakacak olursak Kafka’nın “Dönüşüm” eserinin baş kahramanı Gregor Samsa; çalıştığı firmada zaafları olan biri olarak bilinir. Onun zaaflarını kullanan müdürü ve dolayısıyla firma Kafka için tahammül ve merhamet etme görüntüsü ardında, insafsız ve anlayışsızca var olur. Gregor Samsa çalıştığı işi sevmemekte, doğrusu ailesinin patrona olan borcundan dolayı, içinde kendini bulmadığı, mecburiyet baskısı altında ezildiği işine katlanmak zorundadır. Tüm bu mecburiyet, ailenin birey üzerinde kurduğu o “görünmeyen” baskısı, iş yerinde sürekli tanık olduğu içtenlikten uzak ve sürekliliği olmayan insan ilişkileri Samsa’yı ezmekte, yok etmekte ve yabancılaştırmaktadır. Kendi içinin bir köşesine sıkışan kahramanımız özgürlüğü “böcek olmakta” aramıştır. Lakin bu “Özgürlük” kavramı; Kafka için katiyen sonsuz bir özgürlüğe tekabül etmez. Onun için her özgürleşme geçici ve sınırlıdır. Nitekim hikâye; müdürün, Samsa’nın böceğe dönüştüğünü gördüğü o an son bulmaz. Eğer böyle olsaydı; böcek olmak (yani, bütün bir dünyaya ve kendine yabancılaşıp, kabuğuna çekilmek) bütün o ontolojik ve sosyolojik sorunları çözmüş olacaktı. Ancak hikâye burada bitmemiştir. Dolayısıyla Samsa’nın özgürlük ya da bağımsızlık tasarımı; belirli bir durumu arkada bırakmaktan ibarettir. Tıpkı okuldan mezun olduğumuzda yaşadığımız özgürlük duygusunun; karşımıza çıkan çalışma kurum ve kuruluşlarındaki baskıyı hissetmemizle son bulması gibi. Eğer çalışmıyorsanız bu sefer aile ve toplum oluşturacaktır bu baskıyı. Yani burada metamorfoz (dönüşüm); kafkavari bir özgürleşmeden, öteki birbirini izleyecek bağımlılıklara (evliliğe, iş güç sahibi olmaya vs) kapanmaktır. Hikâyede metamorfoz ya da dönüşüm diye adlandırılan bu insandan böceğe dönüşüm hali; aslında tamamen insan zihninde verilen savaşların dışa yansımasıdır. “Zaman” kavramının, kişiyi “mesai bir zorunluluk” maskesiyle ezmesi, hayatın anlamının ödenecek borca endekslenmesi, etrafımızda var olan süperegoların (baba, iş, aile, patron vs.) otoritelerinin ezici baskısı ve bir yere ya da bir şeye ait olmanın bedelinin olması; kişiyi vicdanının karşısında köleleştirir. Nitekim “Babaya Mektup” eserinde Kafka: “Oğul olmak, yani bir ailenin üyesi olmak; anlamını kendisinin bilemeyeceği kurallara uymakla mümkündür.” Demiştir. Ve “Dönüşüm” eserinde de; Gregor Samsa’nın ailesi tarafından saygı ve sevgi görmesinin koşulu da çalışıp para kazanmasıydı. Oysa bir böceğe dönüştükten sonra aileyi hem maddi hem manevi zor durumlarda bırakmış ve sürecin ilerleyen kısmında da aile tarafından aşağılanmış, üzerine elma fırlatılmış, hatta kurtulunması gereken bir “şey” olarak nitelendirilmiştir. Gregor Samsa, dönüşümünü yaşamadan önce kız kardeşi ile arasında çıkarsız bir ilişkinin olduğunu söyler. Aralarındaki sevginin bir koşulu, bir sebebi olmadığından bahseder. Samsa’nın dönüşümü herkes gibi kız kardeşini de etkilemiş; yalnız abisine duyduğu bu sevgi, onun dönüşümü ile yaşadığı bütün olumsuz duyguları bir kenara itip, abisinin odasına girmesine yardımcı olmuştur. Çünkü kız kardeşi, abisinin yaşadığı bu “şeyin” geçici olduğunu, onun tekrardan düzeleceğini ümit etmektedir. Oysa zaman ilerledikçe bunun böyle olmayacağını görmüş ve bir gece: “Buradan gitmeli… tek çare bu baba. Ama onun Gregor olduğu düşüncesini kafandan atman gerek. Bizim asıl felaketimiz, bunca zaman bu düşünceye inanmış olmamız. Fakat o nasıl Gregor olabilir ki? Gregor olsaydı eğer, insanların böyle bir hayvanla birlikte yaşamalarının olanaksızlığını çoktan anlar ve kendiliğinden çıkıp giderdi…” demiştir. (Dönüşen kimdir arkadaşlar? Yalnızca Gregor Samsa mı?) Sürüden ayrılan, içinde yaşadığı samimiyetsiz, çıkarcı ve ezici sisteme baş kaldıran, birey olması başaran, kendisini ezen toplumsal beklentilere karşılık vermeyi reddeden Gregor Samsa; geçici özgürlüğünü ve tüm bu zihinsel savaşların sonunu “Böceğe dönüşerek” göstermek istemiştir. Böcek; kişinin aynaya baktığında gördüğüdür. Böceğin iğrençliği, sürüden ayrılan bağımsız bireyin iticiliği ile eş değerdir. Bütün bir hikâyenin özeti ise Gustav Janouch’la olan şu konuşmasında gizlidir: “Herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor. Şimdi hayvanlarla ilgili bunca şey yazılmasının nedeni de bu. Özgür ve doğal yaşama duyulan özlemin ifadesi! Oysa insanlar için doğal yaşam, insanca yaşamdır. Ama bunu anlamıyorlar. Anlamak istemiyorlar. İnsan gibi yaşamak çok güç, o nedenle hiç olmazsa kurgusal düzeyde kurtulma isteği var.” Şimdi tekrar düşünelim; Gregor Samsa dev ve iğrenç bir böceğe mi dönüştü; yoksa “Gerçek” bir insana mı? Tarihin Kafka karakterine, sevgiyle, hasretle, ümitle.. 2016/Güz
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225bin okunma
··
96 görüntüleme
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Bu bir böcektir. Midir? Hemen Magritte’i çağıralım da yapsın resmini... Zamanın ötesinden kopup gelen bu düşünceleri bizle paylaştığın için çok teşekkürler Ayça, yazında seni az da olsa tanıyanlar için uzmanlık alanlarından parça parça kırıntılar var. Böyle bir kitabı sosyolojiyle içli dışlı olan birinin yorumlaması gerekiyordu ve bu da oldu. Ayrıca otobiyografik detaylar da bir hap misali olmuş, eline sağlık arkadaşım.
NigRa okurunun profil resmi
Okuduğum en iyi Dönüşüm incelemelerinden birisi. Elinize sağlık.
Çaça okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, eksik olmayın 🍀
Çaça okurunun profil resmi
Sosyoloji, dozunu ayarlayabildiğimiz ölçüde yaşama karşı bir panzehir diye düşünüyorum 🍀 Kafka olsaydı şimdi, katılırdı heralde :)
Özlem okurunun profil resmi
O kadar değişik bakış açılarından bakılarak, araştırılarak, özümsenerek yapılan bir inceleme olduğunu hissettiriyor. Okuduğum en güzel incelemelerden oldu. Harika...
Çaça okurunun profil resmi
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim :) 🍀
Semih Doğan okurunun profil resmi
Dönüşüm'e yapılan değerlendirmeler hep birbirinden farklı ve birbirinden lezzetli oluyor. Sizin dergi de farklı bir lezzet katacakmış; ama sanırım olmamış... Yine de yazınızı kaybetmeyip bizimle paylaşmanız güzel olmuş. Elinize sağlık.
Çaça okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 🍀 Bazı kayıplar bazı kazançlara kapı aralıyor, yeter ki cesaret gösterebilelim, değil mi?
1 sonraki yanıtı göster
Roquentin okurunun profil resmi
Inceleme budur herhalde !
Çaça okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, incelemedir bu heralde :) Bir derdim vardı, Kafka gibi, onu ifade etmeye çalıştım sadece:) 🍀
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.