Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

488 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Elimdeki kitabın basım yılı 2010. Bense tam hatırlamamakla birlikte kitabı 2011 yılı civarında almış ama okumamıştım. İlk sayfaları epey sıktı, ilerlemedi ama ileriye doğru 100'lü sayfalara varınca açılıyor, akıyor. Kitap kaynakça hariç 460 sayfa, evet biraz uzun ama çok teferruatlı bilgiler vermekte. Günümüzde maalesef Türk tarihi sadece Osmanlı gibi algılanmakta. Bu yanlış algı haliyle kendiliğinden ortaya çıkmadı. Günümüz çok bilmiş tarihçileri ve onun şakşakçıları sayesinde insanlarımız Türk tarihinden bihaber, sınırlı sayıda bilgi ve dar bir tarih anlayışına itilmiş durumdalar. Yazarımız yabancı kaynaklar ışığında aklınıza esecek bütün Türk Boylarını ve kurdukları devletleri en eskiden günümüze doğru şöyle bir anlattıktan, nereden gelmişler nereye gitmişler, ne yemiş ne içmişler, ne giymiş ne konuşmuşlar vs. etraflıca açıkladıktan sonra Türk'ün üstün ve zayıf yönlerine değinmeyi de unutmamış. Rus emperyalizmi başta olmakla birlikte tüm emperyalist güçlerin Türkleri nasıl ufalamaya çalıştığını, nasıl benliklerinden uzaklaştırıp yeri geldiğinde kabile kabile ayrıştırıp bir bütün etrafında toplanmalarını engelleyip kendi çıkarları doğrultusunda böl parçala yönet, sömür, başına bela olmaktan öte tut taktiğiyle hareket ettiğini tüm kitap boyunca anlatmaya gayret göstermiş. "Rus emperyalizmi; Türkler arasında ortak bir kimlik oluşumunu önlemek için Türkler'in kabilelere bölünerek adlandırılması yoluna gitmişlerdir. Tek etnik ad (Türk) yerine bölgesel etnik adlar öne çıkarılmıştır. Böyle olunca tek milletin çocukları; kendilerini Kırgız, Kazak, Özbek, Tatar, Çuvaş, Yakut, Başkurt, Salar-Uygur vb... diye adlandırma yoluna gitmişlerdir. Bugün sadece Rusya değil; dünyanın diğer emperyalist devletleri de 5 bağımsız Türk devletini Türk göstermemek için her türlü ideolojik, siyasi yozlaştırmayı Ruslar kuvvetinde sürdürmektedirler. Çünkü dünya enerji bölgesinin üzerinde oturan Türkler; bir kimlik çevresinde birleştiklerinde onlara hiçbir gücün karşı koyması mümkün olmayacaktır." (s.348) Asırlar önce aklını başına almış, milli birlik ve beraberliğini sağlamış, şimdiyse tüm mazlum ülkelere kanlı dişlerini göstermekten geri durmayan gelişmiş emperyalist batı ülkeleri, Türkün yeniden o eski kudretli günlerine döndüğü günün korkulu rüyalarını görmekten kendilerini alamamaktadırlar. Bunu Alman araştırmacı Margret Spohn'un "Her Şey Türk İşi" ve İtalyan Gabriele Mandel'in "Anneciğim Türkler Geliyor-Hilal'in Öteki Yüzü" adlı kitaplarında görebiliyoruz. Avrupa'daki Türk düşmanlığı ve korkusu önümüzdeki milyon yıl daha süreceğe benzemekte. "Prof. Gumilev'in de belirttiği gibi; Türkler özgürlüklerine son derece düşkün olan halktır. Başka bir milletin egemenliği altında yaşamak onlara her zaman, her bölgede ağır gelmiş; bu yüzden de başkaldırarak kendi devletini yaratmışlardır. ..." (s.330) Avrupalılar maalesef bizi bizden daha iyi bilmekteler.. Şunu da akıllarından çıkarmasınlar; Anadolu'dan parçalayıp söküp atmaya çalıştıkları Türk Milleti, Anadolu'da bin yıl kesintisiz yaşayabilmiş tek millettir ve evvel Allah'ın izni ve inayetiyle önümüzdeki bin yıl da burada yaşayacak, onların kanlı ellerini kırıp kanlı dişlerini boğazlarına dökecek, canına, ırzına, namusuna kastettikleri bunca masumun hesabını tek tek soracaktır. Yazarımız sözlerini "Bu kitabımı Türk olmakla övünen gençliğimize armağan ediyorum... Kemal Atatürk'ün söylediği üzere; Ne mutlu, Türk'üm diyene!" diyerek bitirmiş. Ben de ağa lafının üstüne laf olmaz diyerek konuyu burada kapatmak istiyorum. Yazımı buraya kadar üşenmeyip okuyan delikanlıya da teşekkür ediyorum. Adamsın Drogba :) 04.12.2018 21:48 Erciş
Türk Kimliği
Türk KimliğiRıza Zelyut · Kripto Basım Yayın · 200940 okunma
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.