St. Petersburg'da geçen 4 gece ve bir gündüz... Kitapta o naif hitaplar ve cümlelerin oluşu "şuan ne kadar da kaba saba konuşuyoruz" düşüncesini aklıma getirdi. Bir gece vakti hiç tanımadığı bir kıza ( Nastenka'ya) rastlaması ve hayatının dönüm noktası olarak sayabileceği cesareti toplayarak gönlündeki yılların birikimini anlatmaya başlıyor. Her gece aynı saatlerde buluşan iki gencin sonu biraz hüzünlü bitiyor.
Bazen bir insanla ilk karşılaştığımızda sanki yıllardır o kişiyi tanıyor gibi sevip, ona yakınlık duyarız. Bu durumu çeşitli kaynaklarda ruhlar aleminde tanışıyor olmamıza bağlayanlar olması mantıklı geliyor. Zira bazen ilk karşılaştığımız insana aşık oluyor, kimi zaman da en iyi dostumuz oluyor. Mutlaka birçoğumuzun buna benzer durumlarla karşı karşıya geldiği tezini yabana atmamak gerek. Kitaptaki durum da sanki bunu gösteriyor. Herkese iyi okumalar dilerim.