Kitabın bende bıraktığı his ile sonda söylenecek cümleyi en başta söylemek istiyorum. Yazarı artık John Steinbeck diyerek değil 'John Amca 'diye anacak kadar sahiplenmiş olma duygusu kaldı içimde. Çünkü bir yolculuk hikayesinin anlatıldığı bu kitapta yazarı tanıyıp sanki onunla uzun ve keyifli bir sohbet etmiş, ardından yüzümde kalan gülümseme ile yanından ayrılmışım gibi hissettim. Yani kitap gezi yazılarının toplamından çok daha fazlası. Yazar, A.B.D New York'taki evinden başlayıp tekrar evinin yolunu bulana kadar geçtiği eyaletlerin, gördüğü insanların analizini ve onda uyandırdığı hisleri belgesel modundan uzak lezzetli bir sohbet edası ile anlatıyor. Hatta bence anlatmıyor sizin de onunla yolculuk etmenizi sağlıyor. O bunu yaparken yazarı tanıma fırsatı bulmanız ise bence kitabın en büyük getirisi. Gerçekten yazarın karakterini tanıyorsunuz ki bu onu daha çok sevmenizi sağlayacak bir yol oluyor. Çünkü bence john steinbeck kitaptan sonraki kafamda oluşan şekli ile: zeki, kibar, insani yönü içinizi ısıtıp ona kocaman sevgiler duyurabilecek kadar kuvvetli, ( ki bunu özellikle kitabın son demlerinde yazarın, Amerika'nın beyaz- siyahi çatışmasına bakışında netlikle görüyorsunuz.) gerçekten insanı güldürüp neşelendirecek derecede esprili bir insan. Sonuç olarak kitap, yazarı daha yakından tanımak isteyen, esprili ve hoş bir sohbet ile Amerika yollarını görmek isteyen, bu sırada yazarın köpeği Charley'e duyduğu merhametli tavrı ve harika anlatımını okumak isteyen herkese güzel bir kitap tavsiyesi olacaktır. Son bir ek olarak kitabın ustalıkla çevrilmiş olmasını da kitabı bu denli överek anıyor olmamızın büyük etkenlerinden olduğunu söylemezsem çevirmene haksızlık edeceğim. Çeviri, üslup, hikaye hepsine teşekkür o halde.