Denizin bittiği, daha doğru bir deyişle, sözün karaya tosladığı anlarda, bilinegelen, sizin de alıştığınız bir metin yazmanız gerçekten çok, çok güç. Deniz ne zaman biter? İşte bir soru. İki yanıtı olabilir gibime geliyor. Âşık olmak ya da bir yakınını yitirmek. Biri mutluluğa, biri yasa bağlı olsa da her iki durumun kaynağında garip bir benzerlik var: yaşam karşısında bocalama. Bildiğiniz sözcükler dilinizden kayıvermeye başlar, günlük akışın birdenbire kesilivermesi, dış dünyayla aranıza, anladığınız ama önleyemediğiniz bir kopukluk yerleştirir. Yazı makinesinin ya da tuvalin başına geçmek olanaksızlaşır. Öncesiz - sonrasız olursunuz.