Gönderi

160 syf.
·
Puan vermedi
Ben Gülmem Ki...:(
Yolumuzun kesiştiği insanlar, her halükarda örneğimiz, sınavımız, ibretimiz ya da nasibimiz bizim için. Bazen çok yakından tanımak bir insanı hayal kırıklığı yaşatsa da , yanında ; kendim olabildiğim, kendimle yüzleşmekten, kendime çeki düzen vermekten mutlu olduğum,varlığından gurur duyduğum dostlarım için Rabbime şükrediyorum. Ben hiç gülmem polis teyze, vallahi çekilen fotoğraflarımda bile en son altı yaşında annem ve babam ile birlikte olanında gülümsemişim. Sonrakilerde ise yüzüm o kadar asık ki . 6 ya da 7 yaşındaydım annemi kaybettiğimde. O zamanlar nedendir bilinmez korkum hat safhadaydı. Aslında nedeni açıktı, o kadar küçük yaşta annesiz kalınca gülmekten, dünyadan her şeyden korkar olmuştum. Hani çalışkan olunca denir ya ilkokulun en inek çocuklarından biriydim. Bir gün okuldan eve geldim, kapıyı açan babam gel seni annenle tanıştıracağım dedi. İyi de benim annem öldü sonra herkesin bir tane annesi olur baba dedim. Doğru değil mi polis teyze senin de bir tane annen yok mu? Babam iyiydi iyi bir adamdı ya da ben öyle sanıyordum. Tanıştım babamın yeni karısı bana ise anne olacak olanla.. Günler haftaları haftalar ayları kovaladı derken bir gün okulda hastalanıp kustuğum için eve erken gönderildim. Babamın karısı ne olduğunu sormak yerine üstüm başım batık diye ağzımı burnumu kırmayı tercih etti. Gerçekten kırıldı burnum. Ambulans gelene kadar da babama söyleyeceğim yalanları öğretti bana. Arkadaşlarım ile oynarken düştüğümü, çukura yuvarlandığımı afili bir şekilde anlatmayı kelime kelime ezberletti. Sonra o zamanlar alçılı burnumla ne kadar çok kustuğumu yemek yiyemediğim için nasıl da zayıfladığımı hiç unutmadım, büyükler sanıyor ki çocuktur unutur. Asla, çocuklar hiç bir şeyleri unutmazlar kolay, kolay; Geçmişi, yaşadıklarını her şeyi, her anı kaydeder ve asla unutamazlar sadece ben gülmeyi unuttum polis teyze. Şimdi 12 yaşındayım ama artık unutmak istiyorum, dayak yememek, kusmamak gülmek istiyorum.. Çocukların maruz kaldıkları şiddet, bağımlılıklar aklınıza gelen her türlü destek için okullarda görevli rehberlik hocaları ile sürekli iletişim halindeyiz ve dün öğleden sonra rehberlik hocasının elinden tutarak müracaata getirdiği kız çocuğu bunları anlatan.. Merhamet yoksunu zamanında o da kız çocuğu sonra kadın hatta anne olan bir kadının ki neler yapabildiğinin kanıtını görünce dayanamayan ben , birebir yaşayan biçare zavallı çocuğa önce biz sonra da Rabbim Yar ve Yardımcın olacağız korkma dedim. Hele ki sen bi çare , yardıma muhtaç, öksüz bir çocuğa bu işkenceleri yapacak kadar alçabildin ki aşağılık İnsan müsvettesi..!! ’CENNET ANALARIN AYAKLARI ALTINDADIR’.. derken Peygamberimiz (sav) Anneliğin Haysiyet; Onur ve Şerefinden bahsederken neredeydin, hangi alemde yaşadın da hiç mi duymadın ..?? Asla şiddet yanlısı biri olmadım, ancak hayatımda bir kaç gündür karşılaştığım olaylardan sonra seni ellerim ile boğmayı çok istedim.. Doğurmuş olmak elbette yeterli değildir anne olmaya. Bir çocuğa hayatını adamak, yemeden yedirmek, giymeden giydirmek, derdine deva olmak hele de en önemlisi sevgini şefkatini verebilmek de annelik değil midir? Allah nasip etmediği için kendi çocukları olmadığı halde, pek çok çocuğu alıp büyüten bir sürü yüreği güzel kadın Anne var bu dünyada .. İnsanlık yoksunu, merhametsiz mahlukat, şerefsiz vicdansız Üvey Anne bozuntusu!!!! o gün çıktığın mahkeme sana ne ceza verirse versin O kızcağızın çocukluğunu yaşamasını engelledin, hayatını karartıp tertemiz yüreğine nefret tohumları yerleştirdin ya!!! bu andan sonra ıslah olur musun bilemem Rabbim nasip ettiyse ıslah ol, yoksa da perperişan inşallah..çocuklar hiç bir şeyleri unutmazlar , ben de hiç unutmayacağım seni... youtube.com/watch?v=MvxdqyC... Anlaşılır okumalar.
Üvey Anne Hikayeleri
Üvey Anne HikayeleriPınar Çekirge · Opus Yayınları · 20138 okunma
··
102 görüntüleme
Tuba okurunun profil resmi
Çok üzüldüm, çok farklı düşüncelere daldım. İçim burkuldu. Üvey anne ya da üvey baba farketmiyor aslında. Önemli olan iyi insan olabilmek. Duygu yoksunu, insanlıkla ilgisi olmayan insanlar maalesef ki hep hayatımızın içinde yer alıyor. Bunun bir tedavisi var mıdır bilmiyorum. Lakin hastalıkları kendi yaşamlarından çok başkalarının hayatlarını karartıp, bilinçli bir yok etme çabasındalar ve hiçbir zaman kendi duygu durum bozukluğu hallerinden şikayetçi olmamaları. Mantıklı düşüneyim diyorum, acaba onların ruh hastası olmalarında kimler etkiliydi, nelerle karşılaştı acaba da bu hale geldiler diyorum? Yine cevapsız kalıyor sorularım, kötü olaylarla karşılaştı diye kötü mü olması gerekli! Maalesef tedavisi mümkün olmayan ruh hastası bunlar. Anlayamıyor ve anlam da veremiyorum. Çaresizce üzülüyorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.