"Kimi insanların başkalarıyla arası bozuktur, kendileriyle arası bozuktur, yaşamla arası bozuktur. Bu kişiler tiyatro oynar ve oynadıkları oyunun metnini, yoksun bırakıldıları şeye göre yazar."
"Ama işin kötü yanı, bu kişilerin, yazdıkları oyunu tek başlarına oynayamamalarıdır," diye sürdürdü. "Dolayısıyla, başka oyuncuları da kendi oyunlarında rol almaya kışkırtırlar. Dışarıdaki adamın yaptığı da tam olarak bu. Hınç almak istiyordu, araç olarak da bizi seçti. Onun yasağına boyun eğmiş olsaydık, bunu yapmış olduğumuza şu anda pişmanlık duyacak, dayak yemiş gibi hissedecektik kendimizi. Onun hımbıl yaşamının ve yoksunluklarının bir parçası olmayı kabullenmiş olacaktık. Bu adamın saldırganlığı apaçık ortadaydı, dolayısıyla onun oyununa gelmemek bizim için kolay oldu. Ne varki bazıları da, kendilerini kurban gibi gösterip yaşamın adaletsizliklerinden yakındıklarında, bizim kendilerine figüranlık etmemizi isterler. Onları oynaylamamızı, düşüncelerine katılmamızı isterler. "