Gönderi

Yorgun Zihnin Yolculuğu / Aralık Ayı Hikaye Yazma Etkinliği
- - - İstasyona yaklaşırken adımlarımla beraber kalp atışımın da hızlandığını hissediyordum. Oradan oraya koşuşturan insanlara çarpmamak için büyük bir gayret göstererek gözlerimle peronları taradım. İki kez baştan sona bütün peronlara göz attıktan sonra treni gördüm ve artık daha sakin olmaya çalışarak adımlarımı yavaşlattım. Trenin hareket etmesine daha yirmi dakika vardı ve ben bu süre içinde kendimle biraz başbaşa kalıp bir durum değerlendirmesi yapmak istiyordum. Bunun için önce kendime uygun bir yer bulmalıydım. Fakat görünüşe bakılırsa istasyon, bu isteğim için fazla kalabalıktı. Ben de on adım ilerideki yaşlı bir adamla kadının oturduğu bankı gözüme kestirdim. Banka doğru yaklaştığımda tedirgin oldularsa da aldırış etmedim, kısacık vaktimi daha fazla yer aramaya ayıramazdım çünkü. Şöyle bir kıpırdandılar ama yine de oturabilmem için gösterilen bir çaba değildi bu. Bütün bunları görmezden gelerek o küçücük boşluğa yerleşiverdim. Böylece zihnimde yersiz yurtsuz oradan oraya gezinen düşüncelerimin de kendine bir sığınak bulacağını düşünüyordum belki de. Ama öyle olmamıştı; aksine tam bir kaos yaşanıyordu zihnimin içinde. Bir tarafım içinde bulunduğum mekanı sorguluyordu, bir tarafım çığlık çığlığa mekansızlığı istiyordu. Bedenim banktaki bu küçücük boşluğa sığıyordu da ruhum okyanus misali taştıkça taşıyordu. Haksızlıktı bu; ruh özgür olmalıydı, nasıl bedenle aynı boşluğa sığsındı? Tenimi yırtıp çıkmak, bütün dünyaya hatta bütün evrene yayılmak istiyordu. Aynı anda bir çok yerde olabilmek ve her şeyin ayrı ayrı tadına varabilmek... Tam şu anda hem Tibet'te bir keşişler topluluğunun içinde bedenini buz gibi suyun altında terbiye etmek, hem Avustralya'da Aborijinlerle ava gidip bumerangı ustaca kullanabilmek hem de Mars'ta her şeyden bihaber varolup giden bir yaşam formu olmak istiyordu. Bu düşüncelerin verdiği mutlulukla vücudumun hafiflediğini, sanki kollarımı şöyle bir kaldırsam gökyüzündeki herhangi kuştan biri oluverecekmişim gibi hissettim. Derinlerden duyduğum bir anons beni tüm bu düşüncelerimden çekip aldı ve kendimi o an çırılçıplak hissettim. Etrafıma şöyle bir bakındım ama bu kesinlikle "görmek" değildi, gözlerim gerçek dünyaya dönmek istiyorsa da ruhum ısrarla görmeyi reddediyordu sanki. Bir süre daha kulağıma gelen belli belirsiz seslere anlam vermeye çalışarak yeniden görebilmeyi bekledim. Yapılan anonsta İstanbul'a gidecek yolcuların trene binmeleri ve trenin beş dakika içinde hareket edeceğini söylüyordu. Yanımdaki yaşlı çift anonsu duyar duymaz beklenmeyen bir çeviklikle ayağa kalkıp trene doğru hareket etti. İçimden bir ses bu trenin benim bineceğim tren olduğunu söylüyordu ama ben trene doğru hızla ilerleyen kalabalığa bakmakla yetiniyordum. Ta ki trenin düdüğü çalana kadar... Birden yerimden sıçradım ve koşar adımlarla trenin önündeki kalabalığa kendimi bıraktım.
··
9 görüntüleme
Rahime okurunun profil resmi
Akıcı ve güzel olmuş, elinize sağlık. :)
Lady Godot okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, beğenmenize sevindim :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.