DİKKAT, YORUMUMU OKUMADAN ÖNCE YOĞUN SPOİLER İÇERDİĞİNİ BELİRTİYORUM.
Aslında konusunu güzel izah etmişsin. Ama eksik bir tarafı var, okuduğumuz şey Çiçeğin yoğun bakımda kaldığı süre boyunca Savaş'ın ona anılarını anlatması ve Çiçeğin onu duyarak aslında kendi hayatını tekrardan bir rüya içinde yaşamasıydı. Yani asıl adı Çiçek ve gerçekte bir doktordu. Ve Çiceğin rüyasındaki adının Nora olması Savaş'ın ona hitap şeklinden kaynaklıydı, rüyasındaki Erhan karakteri de kötü niyetli Erhan doktordu. Her şey gerçekti aslında, Şule ve Savaşın arkadaşları, köydeki o insanların tavırları. Çiçek Savaş'ın hastane odasında Kurt adam olduğunu görünce kaza sonucu yoğun bakıma giriyor. Bunun üstüne Savaş o uyanana kadar hep anılarını anlatıp duruyor. Nora'nın rüyadayken Şule'nin Nora'ya annesi ve senin aranda bir seçim yaomak zorunda kaldı ve seni seçti diyerek sitem etmesi de aslında Savaş'ın tercih yapmadığını, annesinin kendi isteğiyle intihar ederek Çiçeğe kalbini vermesi anlatılmış. Savaş ise uyanacağı zamanda bir veda bile etmeden, içinden konuşarak gitsede Nora onu hâlâ rüyada olmasına rağmen duyuyor. Yani Savaş gerçekten yoğun bakımdayken onun rüyasına girdiğini, ya da sözlerini rüyada da olsa duyduğunu gösteriyor. İkinci kitabını büyük bir merakla bekliyorum.