"İnceleme yazmamayı tercih ederim..."
Evet, inceleme yazmamayı tercih edebiliriz. Katip Bartleby de aynen bu şekilde derdi ve yazmazdı. Bizim için mecburi bir görev değil bu, isteğe bağlı. Lâkin hayat, bazen isteyerek bazen de mecburiyetten yaptığımız tercihlerin sonucunda omuzlarımıza yüklenen sorumluluklardan ibaret.
Okumayı tercih ederiz, sorumlulukları yüklenir.
Çalışmayı tercih ederiz, sorumlulukları yüklenir.
Evlenmeyi tercih ederiz, çocuk doğurmayı tercih ederiz, ederiz de ederiz. Tüm bu tercihlerimiz sonucunda üzerimize yüklenenleri yapamamayı tercih edebilir miyiz? Eğer akıl ve vicdan sahibiysek böyle bir tercihimiz olamaz. Çocuk doğurup da bakmamayı tercih etmek mümkün olsa da sonuçları ahlâkî ve vicdanî değildir. Sorumluluğunu yerine getirmeyeceksen niye o tercihi yaptın derler insana...
Neleri yapmamayı tercih edebiliriz? Tabiki insanlığa, vicdana, ahlaka aykırı olan şeyleri yapmamayı tercih edebiliriz. Normal şartlar dışında üzerimize yüklenmeye çalışılan görevleri yapmamayı tercih edebiliriz.
İşte bu incecik kitap ve Katip Bartleby karakteri insana böyle şeyler düşündürtüyor. Açıkçası Bartbley karakterini anlamaya çalıştım çalıştım, anlamadım. Pasif direniş de neye karşı? Kitaptaki avukat yerine kendimi koysam asla Bartleby'e tahammül edemezdim. Çok sabırlı ve iyi niyetliydi kendisi.
Kitaptan sonra bir çok isteğe verdiğim yapmamayı tercih ederim cevabına karşılık üzerime yönelen kötü ve mutsuz bakışları görmemeyi tercih ederdim doğrusu.
Katip Bartleby, hafızalardan kolayca çıkmayacak bir karakter, tanışmanızı şiddetle tavsiye ederim...