Gönderi

336 syf.
8/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Mide büzülmeli inceleme.
Amerika'da 1960'lı yıllarda meydana gelen yolsuzluğun Frank Serpico isimli bir polis gözünden anlatıldığı bu romanın, hayal ile uzaktan yakından bir ilgisi yoktur, olaylar ve kişiler tamamen gerçek ürünüdür. Filmi izlemek isteyenler için link; unutulmazfilmler.pw/serpico.html?pl... Siz hayatta dürüst olmaya karar verirsiniz, sonra bir bakarsınız ki hayat çok dirençli. Neye? ''Polis memuru olmak; kanunlara inanmak ve onu tarafsızca, tüm insanların eşitliğine ve her bireyin saygınlık ve değerine saygı göstererek uygulamak demektir. Hayatınız her gün tehlike altında olacak. Ve karakteriniz de. Güvenilirlik, cesaret, dürüstlük, merhamet, nezaket, sebat ve sabrınızın olması gerekli. Sizler artık suça karşı verilen savaşa katılmaya, ve teorik olarak öğrendiğinizi caddelerde pratiğe dökmeye hazırsınız.'' Polis olmaya hazır insanların göreve gelmeden önce dinledikleri bu konuşmanın, nasıl sahte bir dünyanın kandırmacası olduğunu, mideniz bulanarak izleyeceksiniz, okuyacaksınız. İğrenç bir halk, iğrenç bir yönetim ve kötülerin arasında tutunmaya çalışan bir avuç iyi. Hani herkesin ahlakına kimse karışamaz ya, sonra ahlak nedir falan, ahlak düzen olsun ve herkes ''yaşayabilsin'' diyedir. Sistemler bu yüzden olmalıdır. Asgari düzeyde olsun insanca yaşamak... İnsanca? Evimize aniden birileri dalmadan, kendi adaletimizi kendimizin sağlamak zorunda olmadığı, kimsenin kimseye keyfine göre zorbalık etmediği, meşru şiddeti elinde bulunduran devletin de şiddeti kafasına göre değil, bir halkı korumak ve bireylerin can güvenliğini sağlamak, aynı zamanda bir ülkenin varlık ve bütünlüğünü korumak için kullandığı, alışverişe çıkıp, korkusuzca evimize gelebildiğimiz, malımıza orantısız verginin uygulanmadığı, sokaklarda korkusuzca yürüyebildiğimiz, göstermelik tanımları taşıyan mesleklerin olmadığı, her mesleğin gereğinin yapıldığı, kendi pislik benliğimiz uğruna doğru davranışı ve saygıyı hep başkalarından beklediğimiz bir varlık olarak değil, dürüst, namuslu bireyler olarak, doğrudan başkalarına ama dolaylı olarak kendimize iyilik ettiğimiz bir dünyada, insanca yaşamak dediğimiz kısmen budur. Zannediyoruz ki dürüstlük başkalarına iyilik etmektir. Hayır. Herkes iyi olmaya en azından belli ölçüleri korumaya gayret ederse, sadece zarar vermemiş olmaz, aynı zamanda zarar görmemiş de olur. İyi olmak sadece içimizden gelen bir dürtü değildir. Asla bu kadar basit değil. Kurallar bu yüzden olmalı. Doğruyu kendi pislik benliği için seçemeyen insanlara, zorla yaptırmak için. Nice suçlunun suratında gördüğümüz tümör pişkinliktir. Asla rahatsız olmazlar. Vicdan da herkeste olan bir özellik değil, bunca kötülük nasıl açıklanabilir Allah aşkına? Bu kitaptaki polisler, en az suçlular kadar pişkindiler. En az diyorum, çünkü bunlar üniforma giyen bir adi ordu. Serpico ise hayatını doğruluğa adamış bir adam olarak, polis olmak istemiş ama gerçek bir polis olmasına izin verilmemiş bir insan. (Al Pacino'nun can verdiği filmde, onun harika gözleriyle karakter bambaşka anlama kavuştu. Sen nasıl bir kralsın? Dünyadaki en güzel gözlerden bir çift ondaki. Bu kadar anlamlı bakabilen insan az. Bütün film boyunca bunu düşündüm. Böyle bir insanla karşı karşıya kaldığımızda, aklından ne geçtiğini merak etmemek mümkün değil.) Kitapta dikkatimi çeken o kadar çok garip olay ve özellik vardı ki. Okurken afakanlar bastı. Bölge ve suça müdahale etme durumu... Polisler sadece nerede görevlilerse oraya müdahale ediyorlardı. Herhangi bir suça, mesai saatleri içinde denk gelseler de arkalarını dönüp gidebiliyorlardı. Hırsızlık, tecavüz, gasp, adam yaralama... Hiçbir şey mühim değil. Çünkü polislik göstermeliktir. Bu kitapta polis, halk için bir şey yapmıyordu. Halk polisi koruyordu. Peki, o halde polislik kurumu neden vardır? Bu kurumun halktan haraç kesmekten başka yaptığı bir şey yoktu ki. Zaten herkesin cebine silah soksanız, onlar da adı polis olan, bu kurumsal çete kadar adaleti(?) sağlardı. Ben ne anladım bu işten! Devriye gezilmesi gereken saatte uyu, esnaftan bedava yemek ye, kuruyemişçinin tezgahına elini daldır, manavın tezgahından çatır çutur elma gürplet, mandalinalarla sirk gösterisi yaptıktan sonra löp löp yut. Oh ne ala polislik. (Kemal Sunal'a selam olsun, onun da filmlerini anmadan olmaz.) Bir kez daha anladım: Düzelme dediğimiz, yukardan aşağı olamaz. Aşağıdan yukarı olmak zorunda ya da her yerden olmak zorunda. Evet radikalce adı devrim. Ama sosyal bilinçle de bunu artık kavga etmeden, kan dökmeden sağlayabiliyoruz bir nebze de olsa. (Kendi söylediğime inandım mı bilmiyorum.) Kanun adamları bozuksa, ellerimiz kollarımız bağlı. Evet. Ama birlik ses getirir. Ama o sesin çıkması da zaten meselenin hasıdır. Yine bir yutkundum. Of. Geçenlerde izlediğim bir dizide dürüst bir muhabirin, fabrikada hakları yenen işçilerin sesini duyurma mücadelesi ve uğradığı baskının beni nasıl şaşırttığını anlatmalıyım. Adama her yerden söylenen şey çenesini kapalı tutması gerektiğiydi. Çünkü reklamlar ve gelirler ve piyasa ve bu hayat ve bu sistem ve bu bu bu! Ben bu yazıyı yazarken çaresiz bir öfkeyle kaplıyım, nasıl devam ettireceğimi de bilmiyorum. Dünyaya medeniyet pazarlayan kahpe ülkelerin ve yönetimlerin kıskacında, bahsettiklerimiz ancak bir ütopya olabilir. İnce Memed incelemelerinde dikkatimi çekti, okumadım henüz ama ağanın adisinin biri gidiyor biri geliyordu, bu da o biçim. Hangi biriyle nasıl başa çıkacağız? Serpico her ne alırsa alsın her daim parasını ödedi. Onun kitabında insan kullanmak yoktu. Bedavacı, otlakçı olmadı hiç. Böyle yaşamak çok mu zor sanki? Sanata ve bir malın iyisine değer verdi. Bunun için şehrin en uzak köşelerinden ekmeğinin, sigaranın ve kahvenin iyisini aldı. Bu arada Türk kahvesini seviyor. :) Kitapta Türk bir doktor da vardı. Fakat filmde onun yerine sağolsunlar bir zenci aktör tercih etmişler, bir Türk adı geçerse batardı birilerine belki. Yaptığı her doğru işin üstüne konan polisler... Hakkını aradığında türlü yollarla onu tehdit eden polisler... Onları şikayet edemeyeceği, işlerini yapmayan ve diğerlerine de bunu söylemeyecek olan üstler... Her yerden köşeye sıkışmışken, bozuk, kokuşmuş bir sistemde, insan görevini nasıl gerçekleştirebilir? Ha bir de formaliteden tutuklamalar var ki, tam tükürmelik. Her gün ya da hafta o kadarını hatırlamıyorum, belli bir sayıda tutuklama yapacaksınız ve harikasınız! Polis olmayı başardınız! Serpico çok uğraştı. Bir insanın uğraşabileceği son noktaya kadar; yıllarca, sabırla denedi, denedi, denedi. Küçük sarsıntılardan başka eline ne geçtiğini ben de bilmiyorum. Güvendiğiniz, yo hayır, güveni temsil eden her makamın ardındaki kişinin, sizi hayal kırıklığına uğrattığını bir düşünsenize. Nasıl bir dağlar silsilesidir ki bu, her birine kar yağdı! Atandığı bir görev yerinde güler yüzlü arkadaşı geliyor ve ona şunu söylüyor: ''Hey Frank, seninle ilgili bir telefon geldi. Kim olduğunu söylemeyeceğim. Sana güvenemeyeceğimizi söylediler, anlıyor musun?'' Frank, ''Para almadığım için, değil mi?'' Polis arkadaşı, '''Frank... Rüşvet almayan bir polise kim güvenebilir?'' Bütün kitabın özeti bu. Kitap, rüşvetin feriştahının nasıl cepten cebe döndüğünün, ağababalarının takım elbiseli devlet kadrosu olduğunun, bu çarkın böyle döndüğünün, bu çarka çomak sokanın, çarkını kıracaklarının hikayesini anlatıyor. Filmini de izlediğimde hazin son küçük bir umut ışığı barındırsa da insanın midesi içerde büzülmeden duramıyor. Gerçekten duygularımı kalbimden daha çok midemde hissediyorum. Öfke, korku, heyecan, kızgınlık... Liste uzar gider. Kitabı okuyup okumama konusunda bu sefer öneride bulunamayacağım. Ama okursanız boş bir kitap okumayacağınızı bilin. Tercih edeceklere keyifli okumalar dilerim. Yayınevine özel not: Olmaz olsun bu kadar yazım hatası. Bir yerden sonra elime kurşun kalemi aldım, her sayfada tek tek yanlışları düzelterek okudum. Bu kadar özensiz bir editör olamaz. Sayfası kaliteli ama harfler rastgele saçılmış!
Serpico
SerpicoPeter Maas · Zodyak Kitap · 201532 okunma
··
137 görüntüleme
İclâl okurunun profil resmi
Daha geçen arkadaşımla konușurken "değişim yukarıdan aşağı olmaz, aşağıdan yukarıya olur çünkü yukarıdaki insan değiştiremez, değişir" demiştik, denk geldi üstüne. Neyse... Kaptırdım kendimi incelemeye baştan sona, incelemenin yanında ortak bir dert yanış oldu sanki. Öyle içten yazmışsın. Okudukça ben sinirlendim, ben üzüldüm... Şu yaşadıklarımız, şahit olduklarımız olmasa bu kadar bu kadar etkilenir miydik diye düşündüm sonra... Tabi bunu bilmek imkansız. Güzel ve her yönden detaylı bir incelemeydi. Kitabı okur muyum bilmiyorum ama filmi listeme aldım. Eline emeğine sağlık Kübra :))
K. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim İclal, birçok uyarlamada olduğu gibi kitap daha detaylı ve anlaşılırdı. Filmde kesilen yerler vardı. Umarım beğenirsin. :)
Ferah okurunun profil resmi
"Herkesin vicdanı kendi polisidir" yazısı emniyet binalarında ve karakollarda asılıdır Kübra sanırım anlıyorsun sen ne demek istediğimi :) Emeğine sağlık.
4 önceki yanıtı göster
K. okurunun profil resmi
Demek ki bazıları polissiz abla. :)
K. okurunun profil resmi
Ne kitaptı, şu dönemde üstüne Metastaz iyi gider.
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
nosthalgia okurunun profil resmi
Birkaç kere okudum, ellerinize sağlık.
K. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Dilek Hanım, sizin de okuyan gözlerinize sağlık.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.