Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
·
Puan vermedi
Aslında bu incelemeyi yazıp yazmama konusunda kararsızdım. Oğuz’un #36757406 iletisi ile amaçlanan, engelli bir insanın emeğine saygı duymak, hayata biraz da onların gözüyle bakabilmek için bu kitabı okumak ve okutmak, bu yüzden olabildiğince kişiyi kitap hakkında bilgilendirmekti; eh sağır sultanın bile kitabı duyduğunu düşündüğümden inceleme yazmasam da olur demiştim. Ben böyle düşündüm ama okuduktan sonra kitabı ve onun hakkında düşündüklerimi arkamda bırakamadım. Gerek kitabı okurken gerek okuduktan sonra engellilik, engeli olanlar-olmayanlar vs. konularda kendimi sorguya çektim. İçimden geçenleri harala gürele dökerken elimden geldiğince "övsem mi gömsem mi" ikileminden de uzak durmaya çalıştım. Edebiyat öğrencisi arkadaşlarımdan öğrendiğim 'Karşılaştırmalı Edebiyat' olaylarına ise girmeyi tercih etmedim. Birincisi haddim değil, amacım karşılaştırma yapmak hiç değil. Öncelikle konu ile ilgili etkinliğe katılmamın sebebi ne? Acıma duygusu mu? Kesinlikle hayır! Ben engeli olan insanlara acımam çünkü bana göre acınacak bir durumda değiller! Sevgisiz yaşayanlara acırım mesela. Hayali olmayanlara ya da... Peki ben bu kitabı sitede hiç duymasam alıp okur muydum? Her Allahın günü kitap sitelerinde dolanan biri olarak bu kitabı da farkederdim diye düşünüyorum. %99 engelli birinin tek parmağı ile yazdığı bir kitap olarak dikkatimi çekmemesi imkansız. 2014 yılında okuma-yazmayı kendi çabalarıyla öğrenmiş olması, o zamandan başlayarak öyküler yazması hayranlık uyandırıcı. Hiçbir engelim yok, 1997 den beri okuma yazma biliyorum, şuraya iki satır inceleme yazarken bile defalarca düşünüyorum. Sırf bu azim, heves için bile okunması gereken bir kitap. Okunması gereken demişken neden okuruz, amaç nedir okumakla? Kitap sadece edebi haz için okunmaz. Yeni bilgiler öğrenmek, farklı bakış açısı kazanmak, hayal dünyanı genişletmek, dış dünya ve sorunlarından kaçmak, empati yapmak... Sonuncusu özellikle bu kitabı okuyacak biri için ilk amaç olmalı bence. Kitabı okumama teşvik eden ve engelli insanlara karşı acımadan sadece bir insan olarak yaklaşmaya dair tutumum "Her sağlıklı insan bir engelli adayıdır." sözünün etkisinden de kaynaklanmıyor. Bir kere ben 'sağlıklı' ifadesine karşıyım, sağlıklı insan yoktur bana göre. Sağlıklı olma durumu görecelidir çünkü. Ayrıca 'ayy bir gün biz de öyle olabiliriz' düşüncesinin de içinde gizli bir acıma duygusu var sanki, salt bu anlayışla engelli insanlara yaklaşmak da ters bana göre. Kitap yazarak kazandığı para ile ev almak isteyen engelli birine yardım etmek için mi okudum peki? Karamsar bir insan olarak kitabı okuyarak maddi destek verdiğini düşünmek fazlasıyla tozpembe bir düşünce benim için. Manevi yönden desteğe ihtiyacı da yok çünkü maneviyatı güçlü biri yazar. Okuyunca gayet net anlaşılıyor. Anlaşılmak, önyargıları kırmak, acıma duygusu ile değil sevgi-saygı ile yaklaşmak ve engellilere olan bakış açısını değiştirmek ise yazma amacı benim açımdan hedeflere ulaşılmıştır! “Her şey tek parmağımın ucunda, tek tıklamayla ulaşabiliyorum tüm dünyaya. Bedenimde özgür olamasam da.” Engeli ile barışık bir şekilde yaşıyor Rukiye Türeyen, zaten yukarıdaki alıntıdan da belli. Ve engelli bireylerin ailelerinin tutumları da önemli, bu konuda şanslı olduğunu söylüyor ki kesinlikle katılıyorum ona. Kitabın içeriğinden de bahsedecek olursam; hikayeleri içinde hep bir umut barındırıyor benim hissiyatım o yönde oldu. Umutla geleceğe baktığı hem kendi ifadelerinden hem de hikayelerinden anlaşılıyor. Senaryo biraz sıktı beni açıkçası, kafamda canlandırdığımda tipik acıtasyonlu Türk drama dizileri aklıma geldi daraldım. En çok tek kişilik oyununu sevdim, tiyatrocu olsam kaçmazdı benden, okurken bile kendi kendime oynayasım geldi de ortam müsait değildi maalesef. Yayınevinden kaynaklandığını düşündüğüm bazı cümlelerin kitap içinde tekrar alıntı yapılması okurken beni biraz sıktı. Hiçbir kitapta görmeye tahammülüm yok, o yüzden illa bahsetmem gerekti. Belki de belli bir sayfa sayısını geçmesi yazarın yararına olacağı için öyle yapmış da olabilirler, tahminden öte gidemem bu konuda yayıncılık konusunda kara cahilimdir biraz. Son olarak umarım engelli lafı sadece engeli olan insanların durumunu belirtmek için genel bir ifade olarak kalır; hayallerinin gerçekleşmesi konusunda engellenmemeleri dileğimdir. Sevgiyle ve saygıyla kalın. Sonuna kadar okuyan arkadaşlara da şimdiden teşekkür ederim.
Kanadı Kırık Melek’in Kanadına Takılanlar
Kanadı Kırık Melek’in Kanadına TakılanlarRukiye Türeyen · Egemen Yayınları · 20181,037 okunma
··
67 görüntüleme
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Ben bunu yeni gördüm! Siteye acilen etiketlenince bildirim gitmesi özelliği gelmesi lazım. :) Emeğine sağlık, kitabı benden çok daha detaylı açıklamışsın. Benzer eleştirileri yaptığımızı da söyleyebilirim yayınevi konusunda. "Umarım engelli lafı sadece engeli olan insanların durumunu belirtmek için genel bir ifade olarak kalır; hayallerinin gerçekleşmesi konusunda engellenmemeleri dileğimdir." NOKTA
Gamze Ö. okurunun profil resmi
Teşekkürler, karaladık işte bir şeyler:))
Bu yorum görüntülenemiyor
Requiem okurunun profil resmi
Kitaba ve olaya bakış olması gerekeni yapmissin. Acima merhamet degil, sevgi ve empati ile yaklasmanin her kişiye olmasını ozumsememiz gerektiğini vurgulaman onemli.bu bakış açısı ile okurlara yada sosyal hayatta kişilere bakış açısı da verdin..ben şöyle birşey eklemek isterim: engelli kavramı yerine, sakat dememiz daha uygun bence..engelli sözü içinde olumsuzluğu zihinlerimize taşıyor ve olumsuz onyargi oluşturuyor sanki..kalemine yüreğine parmaklarına ve aklına sağlık yoldaş.. 👏👏👌👌
Gamze Ö. okurunun profil resmi
Teşekkürler, kendimce yazdım kitabı değil içsel sorgulamalarımı incelemiş oldum aslında:) Sakat kelimesi olumsuz manada kullanıldığı için maalesef onu kullanmak da sıkıntılı. Aslında engelli sadece fiziksel veya zihinsel durumu kastetmeli, sosyal yönden bir engel durumu algılanmamalı veya geçerli olmamalı ama insanlar işte!
9 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.