Gönderi

201 syf.
·
Not rated
·
Liked
Yalın ve çarpıcı bir anlatım
Paulo Coelho’yu 80’lerin sonu ve 90’ların başında kendisini dünya çapında üne kavuşturan Simyacı romanı ile tanımıştım ben de büyük çoğunluk gibi. Yine o dönemlerde çıkan “Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum Ağladım” romanından bu yana da çıkan diğer kitaplarını okumamıştım. Ta ki Veronika Ölmek İstiyor isimli kitabı değerli bir arkadaşım tarafından hediye edilene kadar. Veronika Ölmek İstiyor, 24 yaşında iyi eğitimli, iyi bir aileden gelen Veronika’nın başarısız olan intihar girişiminden sonra yatırıldığı akıl hastanesinde tanıdığı insanlar üzerinden hayatın anlamını sorguladığı bir öykü. Olağanüstü edebi bir dile sahip olmasa da yalın, akıcı ve anlatılmak istenenin başarılması bakımından yer yer oldukça çarpıcı saptamalarla bezenmiş bir öykü olduğunu söylemek mümkün ve Coelho’nun hayatın anlamı gibi karmaşık bir meseleyi anlatırken birçok konuda güzel mesajlar vermeyi başarabildiğini söylemek yanlış olmaz. Hayatta istediği her şeye kavuştuktan sonra, varlığının hiçbir anlamı olmadığı fikrine kapılan Veronika’nın intihara kalkışması bizlere hayatımızın bir amacı olması gerektiğini, bu amacın ise maddi şeylerin ötesinde bir değer olduğunu anlatıyor temel olarak… Dünyada birçok şeyin yanlış gittiğinin farkında olup elimizden hiçbir şey gelmediğine dair olan inancımızı sorguluyor Paulo Coelho kitapta Veronika’nın serüveni üzerinden. Bunu yaparken; ölmeye karar verenleri anlamaya çalışmak gerektiğini, çektiği acıların boyutunu ve yaşamlarındaki anlamın yokluğunu herkesin kendisinin en iyi bileceğini söyleyerek empatinin önemine vurgu yapıyor. “Hep aynı kuyunun suyunu içmiş olanlar”, “Kendilerini normal sanıyorlar çünkü hepsi hep aynı şeyleri yapıyorlar.”, “Normallik fikir birliğinden başka bir şey değildir. Yani, çoğunluk bir şeyin doğru olduğunu düşünür, dolayısıyla o şey normal olur.” sözleriyle normal kavramı üzerinde bizi yeniden düşünmeye davet ederken, farklı olmanın korkunç bir şey olmadığını gösteriyor. Ve daha da ileri giderek “Siz farklı bir insansınız ama herkes gibi olmak istiyorsunuz. Bu da, bana kalırsa, ciddi bir hastalıktır.”, “…siz farklı olmayı delilik sanıyorsunuz.” cümleleriyle olduğumuz gibi olmanın doğallığına ve doğruluğuna, farklılıklarımızla güzel bir bütünlük sergilediğimize dikkat çekiyor.   Her günümüzün aynı olmasının sebebinin hayatımızda yeni sayfalar açma cesaretini gösterememizden kaynaklandığını çok güzel ifade ediyor Coelho. Kendi yarattığımız imaja uygun davranmak için harcadığımız enerji dolayısıyla kendimiz olmak için sarf edecek enerjimizin kalmadığını, hiçbir karşılık beklemeyen anne sevgisinin dahi suçluluk duygusu yaratabileceğini ve bu suçluluk duygusuyla kendi hayallerimizi yok sayarak birçokları gibi annelerimizin beklentilerini gerçekleştirmeye kalkılabileceğimizi, stres, tekdüzelik, yalnızlık ve dışlanmışlık gibi sorunların kurbanlarının savaşların kurbanlarından az olmadığını, mutluluğa ilişkin beklenti arttıkça mutsuzluğun da arttığını anlatıyor Coelho kendine has bir üslupla. Yaşadıklarımız karşısında hayal kırıklığına uğramama cesaretine sahip olmamızın bizleri hayata bağladığına, onur dediğimiz şeyin aslında herkesin bizi iyi, insan sevgisiyle dolu sanması isteğimiz olabileceğine (sevilme ihtiyacı), aslında hepimizin elinde sadece şimdinin var olduğuna, hatalar yapmaktan çekinmememiz gerektiğine, yaşamamızı kimseye onaylatmak zorunda olmadığımıza yani psikolojideki tabiriyle onay arayıcılığın doğru olmadığına dair mesajlarla dolu olan bu kitap psikolojiye biraz merak duyanlar, hızlı, kolay ve keyiflice okunacak bir şeyler arayanlar, hayatın anlamına ilişkin zihninde küçük soru işaretleri taşıyanlar için tavsiye olunabilir bir öykü niteliğinde…
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 201578.8k okunma
2 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.