Eser, 17 yaşındaki bir kızın gözünden anlatılıyor. Hayattaki tek gayesi, ölen annesi bir için kitap yazmak ve üvey babasını öldürmek. Annesini öldüren babasını... Almanya'nın varoş mahallelerinin birinde yaşamını sürdüren Sasha Naimann, iki kardeşi ve bakıcıları Maria üzerinden bizlere sosyal dokunun çizgilerini sunuyor. Feminizmin kıyılarında yürüyen Rus asıllı Sasha, tüm erkeklere düşmanca bir tavır sergiler. Bunun en büyük nedeni sorumsuz, habis ruhlu babasından dolayı tabii. Bütün erkeklerden nefret ettiğini eserde de birkaç defa haykırmaktan çekinmiyor. Eh, haksız da sayılmaz, sorumsuz bir baba olan Vadim'in duruşu ve sokak arkadaşlarından biri olan, uçkuruna düşkün Peter'in hareketleri de bu savı destekliyor. Ama gel gör ki şeytanlık yapmaktan da geri kalmaz karakterimiz. Önüne gelen her erkeğe vücudunda bulunan bütün hatlarının yerlerini öğretmekten de çekinmez. Fakat bu durum, erkeklere karşı kendisinin içinde gerçekleşen öfkenin bir dışavurum hali bence. Bir nevi intikam desek daha doğru olur. Ingeborg Bachmann ödülüne layık gösterilen bu eser bu durumdan dolayı mı hak kazandı diyebilir miyiz? Bimiyorum, çünkü ikinci paragrafım bu ödüle hatta hiçbir ödüle layık olamayacağı yönünde bir yazım içeriyor. Buyrun: Öncelikle Sasha neyi anlatıyor? Babasının annesine neler yaptıklarını mı yoksa bir alt kattaki komşusunun aklındaki alımlı, çekici kadın profilini mi? Kardeşleri Anton ve Alissa'nın bir annesiz olarak nasıl çaresiz kaldıklarını mı yoksa geniş kalçalı Anna ve gün boyu bira içmek, hangi sarışın kadın bana daha uygun diye bir düşüncede olan Peter'in maceralarını mı? Aslına bakarsanız yazarımız Alina işin kolayına kaçıp uydurduğu bir karaktere dizginleri verip kenara çekilip beklemekten başka bir şey yapmamış. Tabii bu da Sasha'nın gelişigüzel konuşmasına, aklına ne eserse onu yapmasına neden olmuş. Roman baştan aşağıya bir tezatlıklarla dolu, kelime yığınından başka bir şey değil. Annesi ile babası hakkında Maria'ya ahlak dersi veren karakterimiz bir anda -saniyesinde?- parkta bir erkekle fingirdeşebiliyor. Su içerken patenle de kayabiliyor. Bu zaman aralıklarını nasıl ayarlıyor, işte bu ilginç. Kısacası Sasha yani yazarımız sırf kitap basılsın diye herhangi bir noktadan başlayarak belli bir miktara varıncaya kadar konuşup durmuş. Maksat bir roman olsun. Ama olmuyor be, Bayan Alina Bronsky. Saygılar...

Cam Kırıkları ParkıAlina Bronsky · İthaki Yayınları · 201320 okunma

·

17 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İsmail