Kitabı okuyalı bir hayli oldu ama hissettiklerim hala ilk günkü gibi. Içerisinde birbirinden güzel 14 kısa öykü vardı. Öykülerin her birinde de bizi bir jilet kesiği gibi etkileyecek kadın karakterler vardı. Kimisinin yarım kalmışlıkları, kimisinin umutları, kimisinin aşkları, hayalleri kaleme alınmıştı. Şaşkınlığımı birçok öykünün sonunda havaya "gerçekten mi ?" nidaları savurarak yaşadım. Sayfalar arasında gezinirken bir kasvet dalgasına kapılabilir veya karanlık hislerin esiri olabilirsiniz. Sakın korkmayın her zaman toz pembe kitaplar okuyacak değilsiniz. Anlam karmaşası oluşturacak veya okuduğunuzu kaçıracak nitelikte cümleler yoktu. Günümüz kelimeleriyle kullanılmış yalın bir anlatımı vardı yazarın. Ama benim kalbimde taht kuran olayı çok cesur oluşuydu. Kelimeler o kadar cesur o kadar alenen kullanılmıştı ki patlama sesini duymadan çat! diye mermiye kafa atıyordunuz. Tabi bununla beraber de tüyler diken, gözler fal taşı ve buna benzer refleksler cereyan ediyordu. Kitap bana bir yönüyle Mine Söğüt'ün Deli Kadın Hikâyelerini anımsattı. İki yazarımızın da çok farklı tarzlarda yazım tekniği olduğunu düşünüyorum ancak ana tema olarak benzer konular üzerinde durmaları bana birbirlerini anımsattırdı sanırım. Özellikle son 1 ayda okuduğum 4 5 öykü kitabını göz önünde bulundurursam Bu Evde Kimse Yaşamıyor'un diğer kitaplar arasından rahatlıkla sıyrılabildiğini söyleyebilirim. Belki fark etmişsinizdir okuma listelerimde genel olarak yerli yazarlara yer veriyorum ve birilerine yazar önerisinde bulunacaksam bu da genelde o yazarlar arasından oluyor. Sibel Hanım da artık önereceğim yazarlar arasında. Kitabını meraklılarına kesinlikle öneririm.

Bu Evde Kimse YaşamıyorSibel Ateş Yengin · Everest Yayınları · 050 okunma

·

20 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Çağrı KARAKAŞ