art arda okuduğum rosa biyografilerinden sonra gıpta ettiğim devrimci bir lider olan bu kadını insani yönleriyle tanıma şansı buldum. geceleri çalışmayı sevmesi, kendini iyi hissetmek için resim yapması, rasyonel bir kadın olmasına rağmen sevdiklerine olabildiğince duygusal ve sevecen olması onu kendime daha yakın hissetmeme neden oldu. yılmak bilmez mücadeleci ruhu, öğrenmek ve araştırmaktan hiç geri durmayışı, yaşadığı toplumsal koşullarda (vatandaşlık için formalite nikah kıyması dışında) evlenmemesi, ölene dek kavgasının da sevdasının da tükenmeyişi ilham vericiydi. kendisine olan tek dargınlığım kadın özgürleşmesi mücadelesini ötelemesi, daha uzun yaşasaydı bu alana yüzünü çevireceği yönünde bir intiba yarattı bende. yaşamı mevcut haliyle hem teorik hem de pratik anlamda bilhassa sosyalist kadınlara ve harekete örnek olacak zenginlikte.