Gönderi

Sen Ne Çiziyorsun?
Hayatını kendisi çizer insan. Bazıları bembeyaz sayfayken girer mezara. Bazıları da simsiyah sayfalarla. Tadında yapmak lazım bazı şeyleri. Sıfırdan bembeyaz başlayıp hayatına renk katacaksın. Ama bunuda tadında yapacaksın. Hayatın beyaz bir tuval olsun. Zamana da fırça diyelim. Renkler de yaşadıkların olsun. Önce bi bakacaksin. Ne eksik hangi renk lazım diye. Yavaş yavaş boyayacaksin hayatını. Öyle abartiya da kacmayacaksin. Çünkü tüm renkleri karıştırınca yine siyahı bulacaksın. Karartacaksın bu kez sayfanı. Neyi ne zaman yapman gerektiğini çok iyi bileceksin. Önce 3 ana rengi bileceksin. Kırmızı mavi ve yeşil. Asıl ana rengin beyaz olduğunu unutmadan yapacaksın bunu. Sonra başlayacaksın bu renklerle ortaya bir şeyler koymak için. Aceleci olmayacaksın bir kere. Sonra kıvamını bulmadan dokundurmayacaksin fırçanı tuvale. Yerinde ve zamanında en uygun fırça darbesiyle çıkar bir başyapıt. Usulca başlayacaksın hayatını çizmeye. Gayenden asla sapmayacaksin. "Şuraya bi ağaç şuraya da bi ev cizeyim" demeyeceksin. Vakti zamanı geldiğinde onlar diyecek sana "benim yerim şurası" diye. Ailen bir ev olsun mesela. İlk onu cizdin hayatına. Kimse yokken kağıtta, bir tane ev olsun kağıdın tam ortasinda. Işte bundan sonrası senin elindeki fırçada. Fırçayı nasıl kullanman gerektiğini iyi bileceksin. Bazen elinde olmadan farklı renkler karışacak sayfana. Bunlara ara renkler diyelim. Bir çiçek çizdin sayfana. Arkadaşların olsun bu çiçek. Yada biz onu dost yapalım. Gül olsun çizdiğin çiçek. Dikenleri olsada bahçenin olmazsa olmazlarından olsun. Arkada ufak bir köy çizdin şimdide. O köy de akrabaların olsun. Bir kaçı yıkılmış ama hala yaşamın devam ettiği bir köy. Biraz yesillendir sayfayı. Evinin etrafı yeşillik olsun. Bu yesillikte senin hayatını güzelleştiren diğer faktörler olsun. Kurudukca yeşeren mutlu olmanı saglayan nedenler. Bir nehir aksın evinin yanından. Bu nehir karşına çıkan engeller olsun. Önce ufak ufak kağıttan gemiler koyarsın nehre. Bu kağıttan gemiler senin hayallerin olsun. Bir kaçı geçebilir ancak karşıya. Diğerleri de nehrin suyuna kapılıp gidecek ister istemez. Onlarla büyüyeceksin. Bir güneş cizeceksin tuvalin en tepesine. Bu güneş senin tecrübelerin olacak. Yaşamına devam etmek için her baktığında ders alacaksın geçmişinden. Ve tabi anılarını olgunlaştıracak. Şimdi bir fidan çiz nehrin yanına. Bu fidan senin çocukluğun olacak. Büyüyüp ağaç olduğunda tek tek anılarını toplayacaksın dallardan. Bazı anıların cicekken dökülecek yani unutacaksın. Bazıları kurtlanacak. Bazıları çürüyecek. Biraz daha büyüyeceksin. Nehrin karşısına geçmek için bir köprü yapman gerekecek. O da eğitimin olsun mesela. Mesleğin olsun bu köprü. Karşı kıyıya geçmek hedefin olsun. Öyle alelade bir köprü çizemezsin pat diye.  Başlayacaksın taş taş öreceksin köprüyü. Renklerini iyi ayarlayacaksin. Nehir yani engeller küçükken hep kağıt gemileri götürürdü. Bir süre sonra büyüdükçe götürdüğü şeyler çok daha ağır olacak mesela. Senin onca zaman uğraş verdiğin köprüyü yıkıp gidecek bir dalgasıyla. Elinde olmayan sebeplerden dolayı ağır bedeller ödeyeceksin. Ama azimle sabredeceksin. Uzun uğraşlardan sonra köprüyü bitirdiğinde karşıya geçeceksin. Oraya küçük bi baraka çizeceksin. O baraka senin bundan sonraki ailen olacak. O barakanın arkasında yine bir köy olacak artı olarak ön tarafında bir köy daha ve önünde yine güller olacak tabiki. Bundan sonra iki resim birleşmiş olacak. Ve yine tek fırçayla devam edecek bu çizim. Ömrünün sonuna kadar. Ne çizdiğine dikkat et...
··
16 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.