Gönderi

M.Fuad Köprülü Hoca'da "Alp" Teşkilatı
İslamiyetten evvelki Türklerde "kahraman, cengâver" mânâsına bir lâkap olan ve prenslere de verilen Alp ünvanı, İslamiyetten sonra da - hatta Müslüman Türk Devletlerinin resmi unvanlarında bile devam etmişti; fakat Türkler İslâmiyeti kabul ettikten sonrai bazen onunla beraber bazen de yalnız başına dini mahiyetteki 'Gazi' lâkabı kullanılmağa başlandı. (...)Tarihi menbalarda bazen umumi olarak bütün Müslüman ordusu efradını ifade için kullanılan 'gaziler' tabiri umumiyetle daha dar ve daha hususi bir mânâ ifade eder; yani onunla ordudaki veya büyük şehirlerdeki muayyen bir zümre kast olunur. (...) Ekseriyetle geçinecek bir toprağa ve kendini yaşatacak bir işe sahip olmayarak, iktisadi zaruretler karşısında maişet vasıtalarını Ortazamanın mütemadi harplerınde ve dahili iğtişaşlarında arayan böyle tufeyli bir sınıfın vücuda gelmesi pek tabii idi. (...)Öyle anlaşılıyor ki bu devirlerde Garbi Anadolu uçlarıdnaki Alplar teşkilatı, (...) daha ziyade bir şehir teşkilatı mahiyetinde olup İslâmi ananelere dayanan Gaziler teşkilatından farklıdır; bilhassa eski Türk ananelerine bağlıdır.(...) Uc beylerinin Gazi lâkabını almaları ise onların artık şehir hayatına geçmiş ve az çok mederese tesiri altına girmiş olmalarından dolayıdır.
Sayfa 135Kitabı okudu
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.