Gönderi

144 syf.
·
Puan vermedi
Bazı bölümleri daha çok beğendim, diğer bazı bölümlerde ise dönüp dolaşıp aynı şeyleri söylüyor. Bir de yobaz bir adam olduğunu bize şu düşünceleriyle anlatıyor: “Nasıl polis sokaklarda yüzümüzde maskeyle dolaşmamıza izin vermiyorsa, isimsiz imzasız yazılara da göz yummamalıdır. Böyle birisi yasaklanır veya yasadışı ilan edilir. O Bay Hiç Kimsenin aşağılık bir herif olduğunu ilan etmek herkese düşen bir vazifedir.” deyip dikkate değebilecek güzel alıntılara gelelim: Varoluş, azap verici ve geçici olduğu gibi; çok büyük ve yakîn bir meseledir bizim için. Öyle ki gerçek mahiyetinin farkına varırsak diğer bütün meseleleri ve amaçları gölgelediğini fark ederiz. Şunu da görürüz ki; birkaç nadir insan dışında bu mesele hakkında bir fikre sahip kimse yoktur. İnsanların birçoğu bundan habersizdir bunun dışında başka her şeyle meşgul olur ve bu meseleyi göz ardı eder, düşünmeden, önlerindeki uzun günleri nadiren hesaba katarak yaşarlar. Düşünen insanın rahatsızlığı: Büyük bir zihin dışardan müdahaleye maruz kalırsa, rahatsız edilirse, dikkati dağıtılırsa yahut bilgisi başka yöne çevirilirse; sıradan bir zekaya göre sahip olduğu üstünlük ve ayrıcalığı kaybeder. Çünkü onun üstünlüğü, bütün gücü tek bir noktaya ve konuya yoğunlaştırmasını gerektirir. İşte bu yüzden kalburüstü kafaların çoğu, hangi türden olursa olsun rahatsızlık verici her şeyden düşüncelerini dağıttığı için her zaman nefret etmişlerdir. İnsan çok büyük bir bilgi birikine sahip olabilir fakat üzerinde düşünüp bilgiyi gerektiği gibi işlememişse, üzerinde tekrar tekrar ve uzun uzadıya düşünülmüş daha küçük bir bilgiden daha kıymetsizdir. Aslında insanın düşünmekten kaçmasın en güvenli yolu eline bir kitap almaktan geçer. Eğitimin, insanların çoğunu yaradılışça olduklarından daha ahmak yapmasının sebebi işte bu alışkanlıktır. İnsan gerçekten kendi temel düşüncelerini anlatmalıdır çünkü onun gerçekten ve tamamen anlayabildiği sadece bunlardır. Bir insan ancak kendi kaynağı kuruduğu zaman okunmalıdır çünkü bir zorlama olmadan doğrudan doğruya kendi kendine düşünen bir insan şaşmaz bir pusulaya sahiptir. Diğer yandan bir kimsenin eline bir kitap olarak kendi öz malı olan düşüncelerini ürkütüp kaçırması en büyük günahtır. Yürümüş yolları yürümeye alışmamak ve yabancı bir düşünce yolunu takip ederek kendisininkini unutmamak için çok fazla okumamalıdır insan. Daha da önemlisi salt okumak uğruna gerçek dünyayla bağını koparmamalıdır: Bir kimseyi kendi kendine düşünmeye yönelten saik çoğu zaman gerçek dünyadan gelir. Bir düşüncenin çıkagelişi sevdiğiniz birisinin teşrifi gibidir. Onu hiçbir zaman unutmayacağımızı düşünürüz fakat ne kadar gözden uzak olursa onu ne kadar zaptı rapt altına almaz isek; o güzel düşünce bir daha ele geçirilemez bir biçimde terk edilme tehlikesi altındadır. Bir insanın olabileceği ya da başarabileceği en iyi ve en büyük şeyin kaynağı kendisidir. Bu ne kadar böyle ise, bir insan hazların kaynaklarını ne kadar kendisinde buluyorsa o kadar daha fazla mutlu olacaktır. İnsanın içindekini dışındakine feda etmesinin; sükunetinin, boş vaktinin ve bağımsızlığının bütününü yahut büyük bölümünü makam mevki, şans şöhret, ünvan ve ihtişam için kurban etmesi muazzam bir budalalık örneğidir. Geliştirip kullanması kendisinden beklenen bir yetenekle dolmuş insanın en büyük mutluluğunu bunu kullanmada bulur. Neredeyse bütün gün okuyan ve arada düşünmeksizin eğlence, meşgale ile kendisini eğlendiren kimse yavaş yavaş kendi kendine düşünebilme yeteneğini kaybeder. Birçok eğitimli insanın durumu bundan pek farklı değildir: Okumak onları ahmaklaştırır. İyi olanı okumak için kötü olanı hiçbir zaman okumamayı insan kendine düstur edinmeli. Çünkü hayat kısa ve hem zaman hem dinçlik insan için sınırlı. Herhangi önemli bir kitap ilk okumanın ardından hiç vakit kaybedilmeden bir kez daha okunmalıdır. Yazdıkları insanın düşüncesinin ve araştırmasının ürünü ve sonucudur. Kaldı ki onun sohbeti bu bakımdan tatmin edici değildir. Dolayısıyla sohbeti bizi doyurmayacak insanların yazdıkları kitapları okumak mümkündür. Böylelikle zihin yüksek kültüre insanlarla değil, neredeyse münhasıran kitaplarla eğlenerek ancak yavaş yavaş ulaşacaktır.
Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine
Okumak, Yazmak ve Yaşamak ÜzerineArthur Schopenhauer · Say Yayınları · 20133,703 okunma
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.