Gönderi

Bütün hayat orkestrasını bir sana’tın tek başına idare ettiği bir şehir görmek isteyenler — hiç olmazsa vatanımızda — Bursa’yı görmelidirler. Evliya Çelebi, Bursa’ya «ruhaniyetli bir şehirdir» derken, bu gerçeği anlatıyor. Malazgird’le İstanbul fethi arasındaki zaman içinde Türk iç dünyasının üç büyük merkezi vardır: Konya, Bursa, Ankara. Büyük mânâsında ilk hareket Konya’da Mevlânâ ile başlar. Fakat Selçuk imparatorluğunun sonu ile bu rol bitmiş gibidir. Selçuk sarayı etrafındaki cemiyet dağılıp da daha sert, göklere daha yakın yeni insanların dünyası başlayınca Mevlevîlik sadece bir zevk ve şiir kaynağı gibi kalır. Bu ocak bütün tarih boyunca hayatı besler; fakat doğrudan doğruya tesiri görülmez. Bursa ise fethinden biraz sonra manevî merkez olur. Bütün irşatlar oradan gelir. Zaten an’aneye göre Horasan erleri onu fethetmiştir. Eski müverrihlerde bu serhat şehrinin fethini anlatan satırlar gerçekten dikkate lâyıktır. O zamana kadar sadece züht ve takva, sade kahramanlık mihverleri üzerinde dönen millî tarih birdenbire yaratıcı bir hava ile dolar, birdenbire iç âleme kapılarını açar. Selçuk tarihi bir destan havası ile başlar ve devam eder. Sert, yürümeğe ve döğüşmeğe hevesli, mesafeye susamış insanlar birdenbire bendini kıran sular gibi taşarlar. Anadolu Selçuklularının tarihi bu şehnâmenin haçlı seferlerini karşılayan kısmı, Osmanoğulları’nın görünmesi bir aşiret hâdisesi ve örfüdür. Fakat Bursa’nın fethi bir din masalı olur. Birdenbire halk muhayyelesi coşar: Geyikli Baba, Karaca Ahmet ve bir yığın evliya adı ortaya çıkar. Bu bir kültür karışması mıdır? Çok iyi ve derin bir nadas gibi alttan gelen bir uyanma mıdır? Muhakkak olan bir şey varsa, o devirde milliyetimiz, Tanrı’sının kendisinde taşıyan genç milletlerin yaratıcı heyecanı içinde idi. Timur istilâsının getirdiği otorite karışıklığından sonra bir nevi çiftçi ve esnaf hareketi yapan Hacı Bayram’la Ankara’nın devri açılır. Böylece Hacı Bektaş’tan, Horasan erenlerinden sonra ikinci göbek teşekkül eder. Fakat devlet tekrar birliğini kurunca Hacı Bayram müridlerinin en ateşli ocağı yine Bursa olur. Onbeş ve onaltıncı yüzyıllar boyunca Bursa, hatta İstanbul’un karşısında bile bir manevî saltanattır.
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.