Gönderi

Unutulmuş Diyârlar-Forgotten Realms Etkinliği :))
“Belki bana neden çağırıldığımı söyleyebilirsin,” deme cüretini gösterdi Zak, sesinde alaycı bir tonlamayla. “Uykuma geri dönmeyi yeğlerdim. Hun’ett Evi’ne yorgun bir silah ustası avantajını vermemeliyiz.” “Drizzt gitti,” diye gürledi Malice. Bu haber üzerine, Zak kendini paçavra gibi hissetti. Doğruldu ve yüzündeki alaycı gülümseme kayboldu. “Emirlerime rağmen evi terketti,” diye sürdürdü Malice. Zak görülür şekilde rahatlamıştı. Malice Drizzt’in gittiğini söylediğinde, Zak’ın ilk aklına gelen, Malice ve onun sapık işbirlikçilerinin Drizzt’i kovdukları ya da öldürdükleri olmuştu. “Ele avuca sığmaz bir çocuk,” dedi Zak. “Mutlaka yakında dönecektir.” “Ele avuca sığmaz,” diye tekrarladı Malice, ancak ses tonu bu tanımlamayı olumlu bir ışık altında göstermemişti. “Dönecektir,” dedi Zak yeniden. “Böyle paniğe, böyle aşırı önlemlere gerek yok.” Sertçe Briza’ya baktı, ancak Saygıdeğer Malice’in onu huzuruna, Drizzt’in ayrılışını söylemekten daha fazlası için çağırdığını iyi biliyordu. “İkinci Oğul Saygıdeğer Ana’ya itaatsizlik etti,” dedi Briza hırlar gibi. Bunu daha önceden prova ettiği belliydi. “Ele avuca sığmıyor,” dedi Zak bir kez daha, kıkırdamamaya çalışarak. “Ufak bir münasebetsizlik.” “Bu münasebetsizlikleri sık sık yapıyor,” diye yorum yaptı Malice. “Tıpkı Do’Urden Evi’nin bir başka ele avuca sığmaz erkeği gibi. Zak yeniden ayağa kalkıp selamladı ve bu sözleri bir iltifat olarak kabul etti. Malice onu cezalandırmak istiyorsa, çoktan cezasına karar vermiş olmalıydı. Şimdiki tavırlarının, bu yargılamada-eğer bu bir yargılama ise-küçük bir etkisi olurdu. “Çocuk Örümcek Kraliçe’yi hoşnutsuz kıldı!” diye gürledi Malice, açıkça öfkelenmiş ve Zak’ın alaycılığından bıkmış halde. “Sen bile bunu yapacak kadar budala değildin!” Zak’ın yüzünden karanlık bir bulut geçti. Bu toplantı gerçekten de ciddiydi, Drizzt’in yaşamı tehlikede olabilirdi. “Ama sen onun suçunu biliyorsun,” diye sürdürdü Malice, yeniden arkasına yaslanarak. Zak’ın endişelenmesine ve savunmaya geçmesine neden olmak hoşuna gidiyordu. Zak’ın zayıf noktasını bulmuştu. Şimdi alaya alma sırası onundu. “Evi terk etmek mi?” diye karşı çıktı Zak. “Küçük bir düşünce hatası. Lloth böyle önemsiz bir konuya aldırış etmez.” “Cahil numarası yapma, Zaknafein. Elf çocuğunun yaşadığını biliyorsun!” Zak soluksuz kaldı. Malice biliyordu! Hepsine lanet olsun, Lloth biliyordu! “Savaşa girmek üzereyiz,” diye sürdürdü Malice, sakince, “Lloth’un gözünden düştük ve bu durumu düzeltmeliyiz.” Doğrudan Zak’a baktı. “Yöntemlerimizin farkındasın ve bunu yapmamız gerektiğini biliyorsun.” Kapana kısılan Zak başını salladı. Şu anda karşı çıkmak için yapacağı her şey, işleri daha da kötüleştirirdi-eğer Drizzt için daha kötüsü varsa. “İkinci oğul cezalandırılmalı,” dedi Briza. Bir başka çalışılmış söz, diye düşündü Zak. Briza’yla Malice’in, bu karşılaşmanın provasını kaç kez yaptıklarını merak etti. “O halde, onu ben mi cezalandıracağım?” diye sordu Zak. “Çocuğu kırbaçlamayacağım; bu benim işim değil.” “Ona verilecek ceza seni ilgilendirmez,” dedi Malice. “O halde neden uykumu berbat ettiniz?” diye sordu Zak, kendisininkinden çok Drizzt’in hatırı için, kendini Drizzt’in içinde bulunduğu açmazdan sıyırmaya çalışarak. “Bilmek isteyeceğini düşündüm,” diye yanıtladı Malice. “Bugün, idman salonunda, sen ve Drizzt birbirinize çok yakındınız. Baba ve oğul." Görmüştü! Malice ve muhtemelen şu sefil Briza, tüm olanları izlemişlerdi! Drizzt’in açmazında istemeyerek bir rol oynadığını anlayınca, Zak’ın başı önüne düştü. “Bir elf çocuğu yaşıyor,” diye söze başladı Malice yavaşça ve her bir sözcüğü vurgulu bir şekilde yuvarlayarak, “ve genç drow ölmeli.” “Hayır!” Söz Zak’ın ağzından, o daha konuştuğunu fark edemeden çıkmıştı. Bir kaçış yolu bulmaya çalıştı. “Drizzt gençti. Anlayamadı...” “Ne yaptığını tamamen biliyordu!” diye haykırdı Malice ona. “Yaptıklarından pişmanlık duymuyor! Sana öyle benziyor ki, Zaknafein! Hem de çok fazla.” “O halde, öğrenebilir,” diye mantık yürüttü Zak. “Sana yük olmadım, Mali-Saygıdeğer Malice. Varlığımdan kazanç sağladın. Drizzt benden daha az yetenekli değil; bizim için değerli olabilir.” “Bizim için tehlikeli,” diye düzeltti Saygıdeğer Malice. “Sen ve o, bir arada? Bu düşünce hoşuma gitmiyor.” “Ölümü Hun’ett Evi’nin işine yarar,” diye uyardı Zak, saygıdeğer ananın niyetini alt etmek için bulabildiği herşeye sarılarak.“ Örümcek Kraliçe onun ölümünü istiyor,” diye yantıladı Malice, sertçe. “Eğer Daermon N’a’shezbaernon’un Hun’ett Evi ile çatışmasında bir umudu olacaksa, Lloth memnun edilmeli.” “Sana yalvarıyorum, çocuğu öldürme.” “Şefkat mi?” dedi Malice eğlenerek. “Bir drow savaşçısına yakışmıyor, Zaknafein. Savaşma arzunu mu yitirdin?” “Ben yaşlıyım, Malice.” “Saygıdeğer Malice!” diye karşı çıktı Briza, ama Zak ona öylesine soğuk bir bakış fırlattı ki, yılan kırbacını kullanma fırsatını bulamadan aşağı indirdi. “Drizzt öldürülürse, yine yaşlı olacağım.” “Bunu da istemiyorum,” diye onayladı Malice, ama Zak onun yalanını anladı. Örümcek Kraliçe’nin memnuniyetini kazanmanın ötesinde, ne Drizzt’i, ne de başka bir şeyi umursuyordu. “Ancak, başka seçenek göremiyorum. Drizzt Lloth’u öfkelendirdi ve savaş başlamadan önce Örümcek Kraliçe tatmin edilmeli. ”Zak anlamaya başlamıştı. Bu toplantının Drizzt’le hiç ilgisi yoktu. “Çocuğun yerine beni al,” dedi. Malice’in belli belirsiz sırıtışı yapmacık hayretini gizleyemiyordu. “Senin de zaten itiraf ettiğin gibi, değerin küçümsenemez. Seni ona kurban etmek Örümcek Kraliçe’yi yatıştıracaktır, ancak sen gidince Do’Urden Evi’ndeki boşluk ne olacak?” “Drizzt’in doldurabileceği bir boşluk,” diye yanıtladı Zak. Gizliden gizliye, Drizzt’in, kendisinin tersine, tüm bunlardan bir kaçış yolu bulabileceğini, Saygıdeğer Malice’in uğursuz entrikalarından sıyrılabileceğini umut ediyordu. “Bundan emin misin?” “Dövüşte bana eşit,” diye garanti verdi Zak. “Zaknafein’in şimdiye dek ulaşabildiğinin ötesinde bir güce de sahip olacak.” “Bunu onun için yapmaya gönüllü müsün?” diye sırıttı Malice, salyaları akarak. “Olduğumu biliyorsun,” diye yanıtladı Zak.“ Her zamanki budala,” dedi Malice. “Umudunu kıracak ama,” diye sürdürdü Zak yılmadan, “Drizzt’in de benim için aynısını yapacağını biliyorsun.” “O genç,” dedi Malice. “Daha iyi eğitilecek.” “Beni eğittiğin gibi mi?” diyerek cevabı yapıştırdı Zak. Malice’in muzaffer sırıtışı çatık kaşlarla yer değiştirdi. “Seni uyarıyorum, Zaknafein,” diye gürledi tüm uğursuz hiddetiyle. “Eğer Örümcek Kraliçe’yi tatmin etme törenini bozacak herhangi bir şey yaparsan, eğer sefil yaşamının sonunda beni son bir kez daha öfkelendirmeyi seçersen, Drizzt’i Briza’ya teslim ederim. Drizzt’i, Lloth’a, o ve işkence oyuncakları verir!” Korkusuz Zak başını kaldırdı. “Kendimi önerdim, Malice,” dedi tükürürcesine. “Fırsatın varken keyfini çıkar. Sonunda, Zaknafein huzura kavuşacak; Saygıdeğer Malice Do’Urden ise hep savaşacak!” Zafer anı birkaç basit sözcükle çalınan Malice öfke ile titrerken sadece fısıldayabildi. “Götürün onu!” Vierna ve Maya kendisini mabetteki örümcek şekilli sunağa bağlarlarken, Zak hiç direnmedi. En çok Vierna’yı izledi ve sessiz gözlerini gölgeleyen şefkat kırıntısını gördü. Vierna da kendisi gibi olabilirdi, ancak bu olasılık için besleyebileceği bütün umutlar, uzun zaman önce, ardı arkası kesilmeyenÖrümcek Kraliçe vaazları altına gömülmüştü.
Sayfa 293 - ARKA BAHÇE YAYINCILIK
·
31 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.