Kuyruğu kopmuştu yine. Az sinirli biraz da sevinçliydi.
Öfkesi sabahtan öğlene kadar onu kovalayan yaramaz çocuklara ve üstüne yuvarladıkları taşlaraydı sevinci ise kopan kuyruğunun yerine yenisinin bir ağaç misali yeşerecek olmasınaydı...
Güneş tepede dik dik kesilmiş ışınlarını lanetli alev topları gibi dağın bağrına fırlatıyordu belki