Gönderi

Issız bir adada olsaydınız yazar mıydınız? İnsan hep başkaları okusun diye yazmaz mı?
Sayfa 190Kitabı okudu
··
1.352 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Selda AYHAN AKBAŞ okurunun profil resmi
1.Kitabı okurken hiç sıkıldığınız oldu mu? 2. Kitapta, devamını merak ettirecek seviyede olay kurgusu var mı? 🙏
Günay Aktürk okurunun profil resmi
Umut bittiği zaman hayat da bitmiş demektir. Hal boyle olunca yapacağım ilk iş boşalan şarap şişemi kurutup yazmaya koyulmak olurdu. Bakın bu hâl ve vaziyet aklıma üstad Nazım'ın hangi şiirini getirdi: . "...birdenbire suyun üstünde gördüm onu. Bir şişe. Tek başına, yapayalnız. Küçücük boynu uzanmış güneşe, topraktan ve insandan uzak yüzüyordu suyun üstünde batıp çıkarak. Ve bu sonsuz ve bu ölü suların ağır ağır kımıldanan yığını çoğaltıyor büyültüyor dayanılmaz bir hale getiriyordu onun dehşetli yalnızlığını. Yusuf geçti dümene yanaştık ona. Ve uyandırır gibi bir çocuğu korkulu bir uykudan onu çekip aldık sudan. Soğuk, ıslak ve karanlıktı. İçinden bir kağıt çıktı . Okudum : «Dayanamadık artık! «1823 senesi 16 Eylülünde, «Septe Boğazı önünde, «Gömleğimizi grandi gabya çubuğuna, süvariyi mizana direğine astık. «Fakat gitgide daraltarak denizi «Yelkenler kovalıyor peşimizi. «Kardeşler! «Bu şişe elinize geçerse eğer, «Yolumuzu bekliyenlere «Septe Boğazı’nda batırılan «Üç direkli İrma fırkateyninden verin haber!” . Yusuf yüzüme baktı – Geç kaldık, dedi. tam bir asır. -Hayır geç kalmadık, dedim, Barselon’a gidiyoruz." . [Mayıs 1937/Her Ay, 20.5. 1937]
Ebru