Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

414 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bu kitaptan sonra Mario Vargas Llosa her okuyuşumda daha da sevdiğim, bir sonraki kitabını merakla okumayı beklediğim yazarlardan biri haline geldi. Gördüğüm kadarıyla çok farklı konularda kalem oynatabilen bir yazar. Nobelli yazarların çoğu hep aynı konu, tema, -artık siz ne derseniz deyin- etrafında dolaştığını görüyorum. Bu istisnalara Doris Lessing dışında Llosa da katılmış oldu benim için. Bu kitabı bence yazarın en iyimser romanı. Tatile çıkarken ya da yolculuk esnasında keyifle okuyabileceğiniz bir kitap. Beni çok yormasın, biraz heyecan, biraz gizem, biraz macera, biraz da Latin havası istiyorum diyorsanız buyurun. Romanı polisiye, dedektif, gerilim, hatta biraz daha ileriye gidecek olursak modern bir peri masalı kategorisine bile sokabiliriz. Bu kitabın şöyle de güzel bir tarafı var: İçerisinde yazarın beş romanından karakterler barındırıyor. Yazarın diğer kitaplarını okuduysanız bu romandan alacağınız keyif daha da artacaktır. Spoiler vermemek adına kitapla ilgili ne yazabilirim? Kitap, hayatına yeni bir anlam katmak isteyen ya da hayatında yeni bir sayfa açmak isteyen orta yaşını aşmış üç adamı konu alıyor: 1. Felicito hayatı boyunca şerefiyle çalışmış, babasından miras kalan nakliye firmasını daha da büyütmüş biri. 2. Ismael Carrera ise oğullarından her türlü kahpeliği görmüş, ilerlemiş yaşına rağmen sevdiği kadınla evlenmek için tüm Peru sosyetesini bile karşısına almaya hazır bir sigorta şirketi sahibi. 3. Don Rigoberto ise İsmael Carrera’nın yanında çalışan, emekliye ayrılmak üzere olan ve ömrü boyunca Avrupa seyahatine çıkmayı ertelemiş bir avukat. Bu üç kişinin eylemleri uzaktan yakından bir şekilde birbirlerinin kaderini de etkiliyor. Yazar bu üç erkeğin başına türlü türlü belalar örüyor ve onları kendilerine artık çok yabancı olan, savundukları değerlerin içinin boşal(tıl)dığı ve kimsenin de umursamadığı ilkeler karşısında çetin bir sınava sokuyor. Yazar aslında iki alternatif hikâyeyi konu alıyor. Biri Felicito diğeri Don Rigoberto’nun hikâyesi. Kitabı okurken her iki hikâyeyi de merakla takip etmemek elde değil. Ben en çok Felicito’nun hikâyesini beğendim. Özellikle Felicito’ya babasından miras kalan “Kimseye kendini ezdirmeyeceksin” sözü sayesinde Felicito sonu nereye varırsa varsın tüm güçlüklere göğüs gerer. İki hikâye ancak romanın sonuna doğru, artık işler çığırından çıktığında birleşiyor. Yazarın alternatif diyalog tekniği de daha önce hiçbir kitapta karşıma çıkmayan bir anlatım biçimi olarak okuyucuya oldukça keyif veriyor. Llosa her kitabında olduğu gibi burada da siyasi meselelere dokundurmadan geçmiyor. Ekonomik gelişmelerle birlikte artan problemlerin insan ilişkilerini ne derecede bozduğunu ve yozlaştırdığını, yeni kuşakla (tembel, ahlaki değerlerden yoksun) eski kuşak (şerefli, haysiyetli) arasındaki çatışmaları anlattığı olaylarla gözler önüne seriyor. Özellikle polisin Felicito’ya şantaj yapan mafyayla işbirliği içerisinde olduğunu, rüşvetin her türlüsüne bulaştığını ima ederek polis teşkilatını da eleştiriyor. Cesaretin, onurun ve ilkeli olmanın her türlü ahlaki değeri hiçe sayan yozlaşmış bir dünyada ayakta kalma savaşı bence bu kitabı tümüyle özetleyen en güzel cümle olacak.
Ketum Kahraman
Ketum KahramanMario Vargas Llosa · Can Yayınları · 201974 okunma
·
238 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.