Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

283 syf.
·
Puan vermedi
Ferman Padişahınsa Dağlar Bizimdir.
Şu su yerine ışıklar akan pınarların, pınarların etrafındaki mora pembeye çalan çiçeklerin, mor yarbuzların olduğu koyak bizim yaylaktır. Baharın başlangıcı ile beraber kışlaklarımızdan gelir buraya çadırlarımızı kurarız. Evvela hep birlik beyimizin çadırını sonra kendi çadırlarımızı. Eskiden beyimizin çadırı 72 direkli 15 göbekli 30 bölmeli; direklerinde gümüş, altın kakmaların, duvarlarında allı morlu –parayla biçilmez- kilimlerin olduğu bir çadırmış ya, şimdi o eski görkemi kalmadı. Önce 30 dan 15 bölmeye sonra 5 bölmeye en sonda düşe düşe bir bölmeye düştü. Kilimler soldu, direkler boş kaldı. İskandan önce beylerimize şah padişahlar gelirmiş, artık kimse bir ikramımıza dahi yüz sürmez oldu. Çadırlarımızı kurduktan sonra hep beraber yerleşir 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan geceyi bekleriz. O gece geldi mi, şu harman yeri büyüklüğündeki taşın üzerine kilimlerimizi yayar, etlerimizi pilavlarımızı üzerine dökeriz. Kocaman bir ateş yakarız. Bir yandan sazcı dedemiz, bir yandan davulcumuz gelir, yüreklerindekilerini dökerler, diğer yandan bizler de semaha dururuz. Gece ilerledi mi hepimiz ayrı ayrı yerlerde su başlarını bekleriz. Bazımız göğe bakar bazımız akan sulara. Bu gece Hıdır ile İlyas’ın buluşma gecesidir. Onlar buluştuğunda akan sular durur, kurt kuş bir an tekmil tüm doğa sessizliğe bürünür. Gökyüzünde biri mağrıptan birisi de maşrıktan kopup gelen iki yıldız gökyüzünün ortasında buluşurlar, birleşip ışık olurlar. Bu anı yakalayan kişi ne dilerse dileği gerçek olur. Bu sene de hepimiz yine bekleyeceğiz. Hıdır ile İlyas’ın buluşma anını gören olursa Çukurova’dan bir kışlak isteyecek Hıdır’dan. Koskoca Hıdır ya bu, bize de bir kışlak verir. Geçen kış çok çektik kışlaksızlıktan. Yerliler nereye çadır kurduysak burası bizimdir deyip kira parası istediler. Hem de biri ikisi değil gelenin gidenin önü kesilmedi. Herkes de onlarla bir olmuş, bizi zengin bellemişler. Yerli dediklerimin çoğu da eski Yörükler, Türkmenler.. İskan zamanı yer yurt tutmuşlar buralardan. Bizimkiler nerede, bir yolunu bulup kaçmışlar ovadan. 1876 da Padişah ferman vermiş. Tüm yörükler yerleşik hayata geçecek, vergi verecekler, askere gidecekler diye. Bizim eski zaman beyleri de karşı çıkmış. Biz yaylaksız edemeyiz diye. Bir mücadele olmuş, tüm kırılmış yörükler. Kışlağa indiğimiz vakit askerler bir çembere almış tüm dağları, yaylak zamanı kimseyi çıkarmamışlar dağlara. Bir Binbaşı Ali Bey varmış, yörüklerin yerleşiminden sorumlu. Çok güzel yerleşim yerleri vermiş. Vermiş yaa, yazın dağ havasına alışmış olan bizler hiç dayanabilir miyiz Çukurova’nın sarı sıcağına.. Hayvanımız insanlarımız hep telef olmuş. Binbaşı bakmış bu iş olacak gibi değil, tekmil tüm yörükler telef olacak. Bir yer açmış hadi demiş yürüyün dağa. Bizim eski beyler döndüklerinde yer bulamayız korkusuyla bir ferman yazdırmışlar Binbaşı’ya, 500 altın karşılığında, Çukurova yörüklerin kışlağıdır diye. Bazımız toprağı ekmiş, bakmış ki para ediyor, mahsul toplanana kadar delikanlıları Çukurova’da bırakmış, Delikanlılar hep telef olmuşlar. Zamanla huğ evler kurup kendileri de yerleşmişler. Kimimiz de yörüklüğe devam etmiş. Yazın yaylak kışın kışlak. İlkbaharda koyaklara kışın Binbaşı Ali Bey’in fermanı ile Çukurova’ya. Bir kış bizimkiler bir gitmişler ki tüm Çukurova tutulmuş. Herkes parsel parsel paylaşmış. Binbaşının Fermanı geçmez olmuş. Ara ki bulasın kışlağı. İskan öncesi o altın dönem bitmiş. Zenginliklerimiz zamanla hiç olmuş. Hayvanlarımız yerlilerce talan edilmiş. Zamanında bin – iki bin çadır olan obamız 50 çadıra düşmüş. Selam verirken çekinenler bizi adam yerine koymaz olmuş. Ah ah bir kışlağımız olsaydı. Şimdi ilk umudumuz Hıdırdadır. Bakarsınız yerleşik zenginlerden biri bizim kızlardan birine tutulup bir parça yer verir bize. Zamanında kız verip yer alan yörükler çoktur. Kızlar pek bu işin hayrını görmemiştir ya. Yörükler yer edinmiştir yine de. Başka bir umudumuz da demircilerin piri altın sarısı börklü, cepkenden bozma yelekli, siyah şalvarlı uzun işlemeli çoraplı Haydar Ustadadır. Bizim demirciler şahlara, padişahlara, beylere; yüzyıllık bin yıllık kılıçlar yaparlar büyülü. Bir bey çıkar da bu büyülü kılıçlara bir kışlak verir belki. Yitip gittik işte böyle. Bölüne bölüne. Hep birbirimizi kırdık. Birbirimiz yedik. Biz son yörüklerde kırılıp gideceğiz bir kışlak bulamazsak. Bir kültür, gelenek, görenek yok oldu. Haydar Usta da son demircimizdir. Onunla beraber bin yıllık demirciliğimiz de yok olacak. Neyse bu gece 5 Mayıs’ 6 Mayıs’a bağlayan gece. Pilavlar pişti. Ateş yakıldı. Şimdi sazcı dedemiz ile davulcumuz da gelir. Buyurun bir tuzlu ayranımızı için. Ama Hıdır ile İlyas’ın buluştuğu ana tanık olursanız bizim için Çukurova’dan bir kışlak dileyin olur mu? youtube.com/watch?v=IGIH3DH... Herkese keyifli okumalar dilerim.
Binboğalar Efsanesi
Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20204,985 okunma
··
152 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Ebru Ince okurunun profil resmi
Bana hâlâ yabancı ..alışmaya çalışıyorum ama :) kalemine sağlık ,ömrüne bereket olsun
6 önceki yanıtı göster
İbrahim okurunun profil resmi
Alış da beraber okumayalım :)) ben biraz okudum ama sen yetişirsin bana :))
Bu yorum görüntülenemiyor
İlknur Demir okurunun profil resmi
Bu kitabını okuyamamıştım bir türlü Yaşar Kemal' in. Hemen alıp okuyasım geldi. Nasıl güzel bir dil. Nasıl güzel bir anlatım. Yüreğinize, kaleminize sağlık.
İbrahim okurunun profil resmi
Güzel kitap, tavsiye ederim. Sevgilerimle :)
Nilüfer okurunun profil resmi
Çok güzel...
İbrahim okurunun profil resmi
Beğenmene sevindim..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.