Gönderi

Osmanlı siyasal toplumu son derece dar olduğundan, insanların bu mirileşmiş mülkler üzerinde söz hakları yoktur. Öte yandan Osmanlı menkul mülkiyetlere karşı da çoğu zaman tahammüsüz olmuştur. Siyaseten katledilen devletlûların mallarının müsaderesinin kazandığı boyut, Osmanlı’da ticari sermayenin cılızlığının nedenlerinden biri olarak görülmektedir. Ama asıl önemli husus, mülkiyetin devlete mensubiyetten kaynaklanan bir özellik olarak görülmesi, bunun kişisel haklarla herhangi bir bağlantısının olabileceğinin akla getirilmemesidir. Bat'da yasalar, "kentsel devrim" adını verdiğimiz kentsel özerklik hareketinden sonra, seçilmiş temsilciler aracılığıyla konulur hale gelmiştir. Osmanlı’da ise tek yasa koyucu padişahtır ve yetkisini sınırlayan herhangi bir otorite yoktur
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.