ebû cehil, peygamber efendimizi (s.a.v.) denemek için eline ufak taş parçaları almış, onları avucunda gizleyerek; "ey ahmed, çabuk söyle bu nedir?" demişti.
"eğer sen gerçek peygamber isen, eğer göklerin sırrından haberin varsa, bil bakalım, şu avucumda gizlediğim nedir?"
hz. peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: "elindekilerin ne olduğunu ben mi söyleyeyim? yoksa benim gerçek peygamber olduğumu onlar mı söylesin?"
ebû cehil: "bu ikincisi imkânsızdır, olamaz." dedi. resûlullah efendimiz; "evet." diye buyurdu. "fakat, allah'ın gücü, kudreti bundan da üstündür."
bunun üzerine, ebû cehil'in avucundaki kırık taş parçalarının her biri, kelime-i şehâdet getirmeye koyuldular.
taşlardan her biri; "lâ ilâhe illallah, muhammedün resûlullah." dedi.
ebû cehil, taşlardan bu sözleri duyunca, öfke ile onları yere çarptı.
mesnevî / terc. şefik can / ötüken neşriyat