Gönderi

Belki zaman içinde birine -mutlaka çok sevdiği biri olmalı- söylemeye cesaret etmiş, belli ki daha fazla tutamamış içindekileri, gönlü taşmış, kendini uzun uzun anlatmış ve sonra karşısındakine bakıp hiçbir şey değişmediğini, onun küçücük bir merhametini bile celp edemediğini görünce, yaşadığı büyük hayal kırıklığının da etkisiyle bir daha kimseye bir şey anlatmaya gerek duymamış gibiydi Jülide. Üzeri karalandıkça karalanmış, çözülemeyince bir kenara fırlatılmış bulmaca gibi. Eski bir tren garının emanet odasında kalmış, ne zamandır orada durduğu belli olmayan, üzeri tozlu, ecnebi malı, hakiki deriden yapılmış kıymetli bir çanta gibi. Yapraklarının yarısı koparılmış, kalan yarısı sararmış, eski yıllardan kalma bir takvim gibi. Hep yüreği ağzında. Tasa sahibi. Tasa sahibi olduğu için de her vakit elleri soğuk.
Sayfa 12 - Profil KitapKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.