Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

288 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
''Bin dokuz yüz yirmi üç yılının yirmi üç kasım sabahı, Hanya Limanı'ndaki çınar ağaçlarının dili olsaydı, o günü ''mahşeri'' diye tarif ederlerdi.'' O sene, mübadele senesi. Lozan'da imzalanan sözleşme gereği Yunanistan Krallığı ile Türkiye arasındaki, yurttaşların din esası üzerine zorunlu göçü. Nasıl bir şeydir düşünebilir misiniz? Doğup büyüdüğünüz topraklardan, bir kenenin vücuttan söküldüğü gibi çıkartılıp, hiç bilmediği yerlerde, tanımadığı insanlarla yaşamaya mecburiyeti. Bunca yıl can cana, yan yana yaşadığın, sırtını yasladığın insanlara düşman olmak. Geçmişini, bir daha asla geri dönmeyecek şekilde, ardına bile bakmadan bırakıp gitmek. Ben düşünmedim. Okuduklarım yeterice acı verdi bana çünkü. Saba Altınsay'ın kitabını sitede nerdeyse hiç okuyan yok. Alıntı veya inceleme ekleyen de. Okumak isteyenlere faydalı olmasını umduğum bir inceleme eklemek istiyorum. Yazarın kullandığı dil ve gün içinde konuşulan bazı Rumca kelimeler kitabına katması, benim kitaba adaptasyonumu hızlandırdı ve birden içinde buldum kendimi. Yalın bir dil ve betimlemelerin derinliğiyle sanki Girit değil kendi mahallemde gibi, konu, komşu, eş, dost, yaşadıklarımızı anlatıyor hissine kapıldım. Yalnızca okumadım, bu kitabın içinde yaşananları gördüm aynı zamanda. Yazarın cümleleriyle Girit havasını içime çektim. Müslüman-Hıristiyan, Türk-Rum ayrımı olmaksızın nasıl dostça bir yaşam sürüldüğünü, ama aynı zamanda geçmiş olayların da akıllarda kazınmasıyla her an tetikte bekleyen bir yer halkı. Çok zor. Gerçekten, yaşananların hafızalardan silinmemesi gerekiyor. Konusu yalnızca tarih mi? derseniz, hayır. Kuyumcu İbrahim, genç, bıçkın ve herkesin gözünün üzerinde olduğu bir delikanlı. Girit'in bütün kızları ona vurgun, ama o gönlünde yalnızca birine yer ayırmış. Cemile'sine. Bir an önce kavuşmaktan başka arzusu yoktur. Gün gelir dilediği olur ama talihsizliklerin yakasını bırakmayacağını nerden bilsin. Yakın dostu Piçiriko; yersiz, yurtsuz ve kimsesiz olan, düğünlerin, şenliklerin vazgeçilmezi Çakali en sevdiği iki kişi. Mübadelenin gelişine hazırlıksız yakalanacaklarından, kardeşin kardeşe kırdırılacağından ve yurtlarından olacağından habersiz yaşayıp gidiyorlardı. Taa ki o günlere yaklaşana kadar. Herkes birden kör olmuş, karşısına kim geçerse kesip biçmeye, oluk oluk kanını akıtmaya başladığı zamanları yaşıyorlardı. İbrahim'in hayatı, bir insanın yaşayacağı en büyük acılarla kaplı. Eşin, dostunu, ailesini, neredeyse her şeyini kaybedişini, günden güne eriyişine şahit oldum. Zamanla yaraları sarılmıyor, kabuk tutuyor ve altındaki acı her zaman sızlayıp canlı bir halde orda yaşıyor. Tarihi olayların bu şekilde anlatılışı benim çok hoşuma gitti. Bu tarz kitapları sevenlerin de beğeneceğini düşünüyorum. Bu arada eklemem gereken bir şey, bu kitabın baş kahramanı olan İbrahim Yarmakamakis, Türkiye'ye geldiğinde Altınsay soyadını alıyor. Bu, yazarın sonda açıkladığı ve benim okurken yüzümü tebessüm ettiren bir detay. Kendi ailesinin başından geçenleri, etkileyici bir şekilde anlatmış. Keyifle okuyun. Bolca kederlenin.
Kritimu
KritimuSabâ Altınsay · Can Yayınları · 200438 okunma
··
1 artı 1'leme
·
140 görüntüleme
Requiem okurunun profil resmi
Aklına ve eline sağlık güzel canim dostum..bu kitabın üzerine Angelopulous filmlerini izle çok iyi gider..😚🤗😊👏👏
Ayhan GÜVEN okurunun profil resmi
Pekiştirme yapıcam en kısa zamanda :)) sağolasın abi
1 sonraki yanıtı göster
Ceylân okurunun profil resmi
Bu güzel inceleme için teşekkürler
Ş. Korkmaz okurunun profil resmi
İnceleme için teşekkürler ama sanki verdiğin 7 puan bu incelemeyle bana verdiğin hissiyata göre düşük kaldı😶
Ayhan GÜVEN okurunun profil resmi
1 yıldız da senin için o zaman :)
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.