Gönderi

576 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Önceki Günün Adası Umberto Eco ile tanışma kitabım. Yeni bir yazar okumaya başladığımda çok heyecanlanırım ve açıkçası kitabın ilk başlarında kendimi tamamen kitaba ve yazarın üslubuna bırakamam. Çok samimi arkadaşlarımızla tam olarak hangi an samimi olduğumuzu hatırlamayız ya! Heh işte! Tam da onun gibi ben de hangi ara, hangi sayfada, hangi satırda bu kitabı bu kadar sevdim hatırlamıyorum. Ziyadesiyle yoğun bir kitap. Hep dikkati üzerinde tutmak gereken bir anlatım. Bir roman, bir düşünce kitabı, coğrafya atlası, zaman makinesi, yüzme dersi, bit hakları savunucusu, iyilerin dostu-kötülerin düşmanı.. Lakin iyi kim, kötü kim. Sıkı durun asıl soru ben kimim??Kılıç derslerinden, atom altı parçacıklara kadar uzanan anlam arayışı.. “İlk büyük oğul” Roberto. Hep bir fazlası Ferrante. Roberto ile Ferrante esasında insanın kendiyle savaşı. Peki ne için? Kendi için, gerçek için.. hiçbir şeye ihtiyaç duymamak için, düşünmek için, anlamak için.. üstelik zamanın işlemediği, saatlerle dolu bir gemi de.. tüm bunlar cehennem zamansızlığı ile az ötede, işte şuradaki bir adaya ulaşmak için.. çok şey için.. varlıkların “BEN”ine ulaşmak için mesela.. İçinde sıkışıp kaldığımız gemiler ve asla ulaşamadığımız adalar.. mutlak boşluk.. hiçlik.. öncesiz ve sonrasız bir taşı bile anlamaya çalışacağınız bir serüven.. Kitap nihayete erince düşüncelerinize serpilen anlam arayışları, kalabalık düşüncelerin yankıları.. Bir kitap okuyup anlamadığınız olmuştur mutlaka ama bir kitabı bu kadar iyi anlarken anlamdan bir o kadar da uzaklaşmak.. “kendimiz ile gerçeklik arasında ne çok Başkası var” farkındalığı kazanılmış bir zafer midir yoksa korkutucu bir çaresizlik mi?? Her şeye rağmen değerdi doğrusu.. ne de olsa “sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değmez” değil miydi??
Önceki Günün Adası
Önceki Günün AdasıUmberto Eco · Can Yayınları · 2017404 okunma
·
79 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.