Gönderi

240 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Gerçek, Düş ve Sanrı Üçgeninde
Bu kitabı nasıl anlatsam neresinden başlasam inanın bilmiyorum. Sıradan bir aşk hikayesi gibi başlayıp insanın karanlığına, deliliğine doğru yol aldı yazar. Romana acil doktoru Orhan’ın anlatımıyla başlıyoruz. Acile bir hasta gelmiştir ‘Ece’. Sol göğsünde bir akrep dövmesi vardır. Bu ayrıntı neden bu kadar önemli diye düşünebilirsiniz. Ama bu roman için her ayrıntı önemli çünkü ayrıntılar Orhan’ı gerçekliğe ulaşması için elinde olan tek şeydir. İlk andan itibaren Orhan’da bir tuhaflık var diyeceksiniz. Ki gerçekten var. Ama bu tuhaflık Orhan’ın kişiliğinden mi yoksa gerçekliğinden mi kaynaklı bunu bulmak ancak kitabın sonlarına doğru mümkün oluyor. Açıkçası okuyucunun aklıyla oynayan, gerçekle düşü karıştıran anlatımları her zaman değerli ve okuması zevkli bulmuşumdur. Bu kitap tam da bunu sunuyor okuyucuya. Sanrılar, rüyalar, gerçekler arasında gidip geliyor okuyucu. Birazcık psikoloji bilginiz varsa ya da insanları tahlil etmede başarılıysanız zaten Orhan kendi gerçekliğini ve kuzeni Sarp’ın gerçekliğini sorgularken elinizdeki ayrıntıları kullanarak bir sonuca ulaşabilirsiniz. Ama öyle bir an var ki (en azından benim için öyleydi) daha önce bahsettiğim gibi yazarın okuyucunun aklıyla, kedinin yumakla oynaması gibi oynadığı yerdi. Ve bulduğunuz sonucun yakınından bile geçmeyecek bir durumla karşı karşıya kalıyorsunuz. Bu an Karanlığın Aynasında Orhan’ın kendine baktığı, romanın zirveye ulaştığı andı. Kurgusu, anlatımı ve felsefesiyle ana dilde okumanın zevkine vardıran bir romandı. Murat Gülsoy’dan okuduğum ilk romandı ve kesinlikle son olmayacak. Sürpriz bozan söylemeden ancak bu kadar anlatabildim romanı. Okuyacaklara keyifli okumalar
Karanlığın Aynasında
Karanlığın AynasındaMurat Gülsoy · Can Yayınları · 201087 okunma
··
53 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.