Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İnsan, kendini ya öve öve gökyüzüne çıkarma ya da  yere yerin dibine batırma tehlikesiyle karşı karşıyadı çoğu zaman. Ortayı bulmak, dengeyi kurmak, doğruya varmak öyle her babayiğidin harcı değildir bilesin! - Bizim gibi dışa dönük toplumlarda ve mesela Arap toplumlarında da, sosyal baskı ve onun söze dökülmüş hali: " El alem ne der? " korkusu, baskısı - kendin olabilme - nin önündeki en sağlam engellerin başında gelir. O baskının çok daha ağırı, çok daha organize olanıysa bazen mahalle, bazen köy, bazen de kasaba baskısı olarak keser yolunu; kendin olabilmenin. - Sonra doğal olmak, kendin olmak idealindeki insanların önünde - yapmacık olmakla suçlanmak - alışıla gelmiş davranış kalıbı boy göstrir. Eeee!, toplumun büyük çoğunluğu el alem için yaşarken, mış gibi yaşamları sürdürürken, mutsuz; ama zoraki bir tavırla; kendi olmak isteyene karşı nasıl daha farklı, daha geliştirmeye odaklı bir yaklaşım geliştirilebilir ki? Ya da o gelişmiş, o olgunlaşmış bakış açısı o toplumdan beklenebilir mi ki? - Çünkü o toplumun bireyleri olmadıkları gibi, başkaları gibi yaşamaya öylesine alışmış ve alıştırılmışlardır ki, aralarından biri " Ben kendim gibi olmak,kendim gibi yaşamak istiyorum." dediğinde ya ona uzaylı muamelesi yapılır; ya da ilk fırsatta " Bizim gibi olmayanı bir kaşık suda boğarız biz! " tavrı geliştirilir; sinsi ve hiç de mertçe olmayan bir yöntemle. - Sonra kendi olmak isteyenin belli bir fikirsel, algısal derinliğe, öz denetim ve özeleştiri yapabilen olgunluğa, arayan, soran, sorgulayan muhakeme gücüne ulaşabilmiş olması gerekir. Bazen bu, bireyi yanlızlığa, "Tek başıma bu işin içinden çıkamam." karamsarlığına da iter. - Olayları vicdanıyla ölçemeyenlerin, adalet terazisi bozuk olanların, adil olma kaygısı taşımayanların hiçbir zaman tam ve eksiksiz olarak kendi olmaları mümkün değildir. - Sonra, kendi olanlar, çoğu zaman - politik davranma - yı dışladıklarından, şiddetle reddettiklerinden ya işini bilmemekle, politika yapamamakla ya da hayatı boşuna yaşamış bir angut olmakla suçlanırlar. - Kendi olabilmek ayrıca müthiş bir öz güven, kendiyle barışık olma, fazlasıyla gelişmiş bir medeni cesaret ve deyim yerindeyse, mangal gibi de bir yürek ister. - Kendi olmak isteyen, her an en yakınındaki insandan, en uzağında kalana kadar tüm sevdiklerini, tüm çevresini kaybetme tehditi ile karşı karşıyadır. Çünkü o, çoğunluk gibi birbirinin aynı olmayı değil, tek ve hür olmayı seçmiştir. Hürriyetinse herkese uygulanan şaşmaz acı reçetesi: koskocaman bir yanlızlıktır. Velhasılı kelam, kendin olabilmek: Yaşam boyu sürecek çok uzun ve ağır bir maraton olduğu kadar, yorucu, yıpratıcı, zaman zaman insanı kendiyle, bazen de en sevdikleriyle bile kavga ettiren, ayrı düşüren, çok ciddi azim, kararlılık, ciddiyet ve de ne istediğini bilmek ve dik duruş gerktiren bir çileler manzumesidir.
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.