Amin Maalouf'un Doğu'dan Uzakta kitabını edebiyat vizesi için vermişti hocamız. Kitabı okumadan önce Maalouf hakkında çok fazla methiye duymuş olduğumdan ötürü olsa gerek, kitap bende büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı.
Onda da, sizin de eleştirdiğiniz şekilde karakterler oldukça yüzeyseldi. Savaş yıllarında geçiyor olmasına rağmen -belki yazarın kendisi de öyle olduğundan- savaşı yaşayan değil, televizyondaki herhangi bir haber yahut uzaklarda birilerinin yaşadığı bir şeyler-miş gibi uzaktan izleyen, his bakımından da yabancı tiplerdi bunlar. Derinlik bir yana, gerçekçi değildi -ki ben ne Sefiller'i ne de benzeri tarzda bir kitabı okumuş bir okur değilim, buna rağmen yavan geldi kitabın dili bana. Betimlemeler, tipler, olay kurgusu ve kültürel doku üzerinde derin bir çalışma yapılmadığını düşündürttü.
Bu yorum daha çok Doğu'dan Uzakta eleştirisi gibi oldu ama hocamızın ısrarlı övgüleri ve onun edebiyat alanında doçent olması fakat benim daha doğru düzgün bir birikimim olmaması nedeniyle "Acaba ben mi yanlış düşünüyorum?" diye kendimi sorguluyordum. Benimle benzer tarzda düşünen birini daha görmek sevindirdi biraz.