Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

156 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Samuraydan Yazar Olur mu?
Uzun zamandır merak ettiğim bir yazardı
Yukio Mişima
Yukio Mişima
. Sonunda araya sıkıştırıp bir kitabını okuyabilmiş oldum. Yazarı merak etmemin ilk sebebi seppuku ile intihar etmeyi seçmiş olması. Diğer sebep de Uzakdoğu'nun kültürüne duyduğum merak. Gelenekçilikleri, inançları, kültürleri ilginç ve farklı geliyor sanırım. İntihar eden yazarları okumayı seviyorum, yazdıklarını genelde çarpıcı buluyorum. Ya da bu bir insanın kendi eliyle hayatını sonlandırmasının arka planında neler olduğunun merakı da olabilir. Örneğin
Sadık Hidayet
Sadık Hidayet
'in ölüm tutkusunun sayfalardan damlaması intiharına giden patika yolu izlemek gibi. - BURADAN SONRASI BİRAZ SPOILER İÇERİYOR OLABİLİR! - Her okuduğum kitapta yazarının hayatını araştırıyor değilim ama intihar eden yazarların patikasını çizen etmenler neymiş daha iyi anlamak için hayatları hakkında da bilgi edinmek iyi olabiliyor. Örneğin Mişima büyükannesinin yanında katı ve geleneksel kurallar ile büyümeseydi, yine Japonya geleneksel değerlerini yitiriyor diye bu kadar dert edinip seppuku ile kendini öldürür müydü diye düşünmeden edemiyorum. (Seppukuyla sona eren hayat hikayesi çok ilginç bir bakmanızı tavsiye ederim.) Mişima'nın yaşantısına bakınca bu kitap ile bazı bağlantılar yarattım. Yarattım diyorum çünkü gerçekte yazdığı şeyler tamamen kurgu da olabilir. (Saf okur - düşünceli okur kıstası #36151535) Kitap Noboru karakterinin kendi odasındaki bir delikten annesinin odasını görebildiğini keşfetmesi ile başlıyor. 13 yaşındaki Noboru'nun sık sık annesinin odasını dikizlemesi, annesinin çıplaklığını izlemesi ve hatta vücudu biçimli, güzel gibi düşünceler içinde olması ile Mişima'nın annesi ile ensest denilebilecek bir ilişkisi olmasının bir bağlantısı vardır belki. Ya da ergen çetesinin üyelerinin babalar kötüdür söylemleri Mişima’nın babasının katılığıyla, baskıcı bir tip olması ile ilgili olabilir. Aşağıdaki alıntılara bakarsanız demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. #39704694 #39713144 Kitap için Mişima’nın en kötü kitabı denilmiş bazı yorumlarda, ben de sevip sevmediğimden emin değilim. Denizcinin içsel diyalogları yönüyle ( #39532396 , #39548538 )
Tatar Çölü
Tatar Çölü
‘nün Drogo’su ile Ryuji’yi benzeştirdim. İkisi de büyük bir kaderin kendisini beklediğine inanan karakterlerdi. Bu beklenen büyük kaderin bir türlü gerçekleşmiyor oluşu, geçen zamanın durağanlığında her gün aynı eylemlerin yapılıyor oluşu da başka bir ortak bağ. Çok yumuşak cümlelerle örülmüş bir anlatım var, kitap sakin sakin ilerliyor çok aksiyonlu bir kitap değil aslında ama yine de merak ederek okuyoruz, garip bir hikaye. Değinmeden geçemem bu arada deniz betimlemeleri çok güzeldi. Ergen çetesinin lideri Şef diye çağırdıkları çocuk benim için en itici karakter oldu.(Kalanlar da pek bağra basmalık değildi de neyse...) Kendi kötücül duygularını diğer çocuklara da dayattığı, onların kendi içlerinde olmayan düşünceleri kafalarına soktuğu hissi uyandırdı bende. Saçma sapan düşüncelerini genelleyip, diğer çocukları küçümser tavırla kışkırtıp durmasına saydırdım durdum okurken. Diğer incelemelerde de belirtilmiş sanırım, vahşet dolu bir kedi yavrusu kısmı vardı, okurken rahatsız edebilecek denli acımasız bir olay ama bunu anlatırken karşıt bir histen, güzel duygulardan faydalanmış anlatırken. Örneğin yaz güneşinin insanın içini ısıtması ile kedinin sıcacık yüreğini bağdaştırmış. Aslında bu zıtlık kitabın tamamına yayılmış durumda, bölüm adları olan YAZ - KIŞ, bir eve sahip olmak ya da belirli bir evinin olmaması, deniz mi kara mı, gitmek mi kalmak mı, yaşam mı ölüm mü gibi kurgunun akışı içinde arka planda dönen zıtlıklar mevcut kitapta. Noboru'nun küçük çetesinin denizci için düşündükleri son ile Tate no Kai üyeleri ile komutanı bağlayıp, işkence etme eylemi çok benzer. Mişima'nın böyle bir fikri çok öncesinden filizlendirdiği belli. Zaten ayrıntılara çok önem gösteren bir adammış Mişima, kendi ölümünü önceden planlamış ya da darbe girişimi başarılı olursa ne yapacağını, başarısız olursa ne yapacağını da önceden düşünmüş olabilir, başarısız olma ihtimaline karşı yayıncısının beklediği metni bitirmiş. Geride kalan üç gencin kanuni savunması için gereken parayı özenle bir zarfa koyup geride bırakmış. Girişim başarılı olsaydı neler yapacaktı bunu öğrenemiyoruz maalesef. Öyle çok etkilenmediğim ya da beğenmediğim halde kafamı epeyce meşgul etti, sonunda gerilimi yükseltip yükseltip beklenen orantısız şiddeti (hep bu sümüklü Şef’in başının altından çıkıyor bunlar) yazmamış, okurun hayal gücüne bırakmış. Son olarak kitabın filmi de varmış 1965’te gösterilmiş ama adını sanını, filmi veren bir site bulamadım, bulan bilen lütfen benimle de paylaşsın. :) Mişima okumaya devam edeceğim muhtemelen, farklı bir kültür, ilginç bir yazar tanımak isterseniz sizler de okumalısınız. youtu.be/2bK-Gn7lZvY bu da bu kitabın şarkısı olsun.
Denizi Yitiren Denizci
Denizi Yitiren DenizciYukio Mişima · Can Yayınları · 20132,606 okunma
··
48 görüntüleme
NouR okurunun profil resmi
Benim de en sevdigim yazarlardandir kendisi. Intihar eden yazarlari merak ettigim icin ben de okumaya baslamıstım Mishima'yi... Japon tarihine kulturune ilgisi olanlar bu naif kalemi okumalilar , eline saglik :)
NigRa okurunun profil resmi
Garip bir adam, elimde
Yaz Ortasında Ölüm
Yaz Ortasında Ölüm
var, Bereket Denizi de epub olarak var. Sıradan okumayı düşünüyorum ara ara. :)
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.