Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Çoğu zaman bizi mutlu edeceğine inandığımız hedefler koyarız önümüze; büyük bir şevkle bu hedeflere ulaşmaya çalışırız; mutluluğun sadece bu hedeflere ulaşmaya bağlı olduğunu zannederiz. Oysa ulaşsak da ulaşmasak da bizleri mutsuz eden, mahkûm eden aslında bu hedeflerdir. Hiçbir dönüşü ve sapağı olmayan belli bir yoldan gitmeye zorlarlar bizi. Mutluluğun sadece o yola bağlı olduğuna inanırız. Ondan sonra da manevra yapmak gibi bir amacımız kalmaz; aradaki zamanı bir sürü şeyle doldurmamız gerekir. Peki hedefimize ulaştıktan sonra ne yapacağız? O yüzden düşlerimi gerçekleştirmeye uğraşmaktan vazgeçtim. Düşler sadece başımı yastığa koyduğumda vuku bulan şeyler artık benim için. Jacques Brel’in Avec Elégance [Zarafetle] şarkısında söylediği şu sözler içimi rahatlatıyor: “Büyük şeyler düşlemiyorum artık/Dans eden bir kalbi dinliyorum sadece/Umutsuzum umutsuz olmasına/Ama zarafetle”. Hiçbir zaman hayalini kurmadığım, isteyerek değil tamamen tesadüf eseri bulduğum bir yerde kalbimin sesini dinleyerek gündüz düşlerine dalıyorum artık. Burayı sorgulamıyorum, buradan bir şey beklemiyor, talep etmiyorum. Buna karşılık o da benden bir şey beklemiyor. Bir şekilde kendiliğinden anlaşıyoruz, tıpkı Gribouille ile anlaştığım gibi. Aramızdaki gizli anlaşma, başarımızın gizli hikâyesi de işte burada -zarafetimizde- yatıyor.
··
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.